7 Haziran 2012 Perşembe

yarışmacı elif baysal

elif baysal istanbuldan geliyor. rizeli yarışmacı, istanbulda doğup büyümüş, Yıldız Teknik Üniversitesi Matematik Mühendisliği Bölümü’nden mezun, özel bir şirkette iş zekası uygulamaları uzmanı olarak çalışıyor. yarışmaya anne baba ve kardeşiyle gelmiş.






596 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Elif Baysal bugün asla ve asla bu yarışmayı tavsiye etmez.
    Bir mü'min bu yarışmaya katılmamalıdır.

    Bilgi yarışması yapmak ve bilene ödül verilmesi haram değildir. Ama yarışmanın neye alet edildiği, hangi sorulara hangi cevapların istendiği, kimin meydanında kimin atının koşturulduğu önemlidir.
    Harama alet edilen şey de haramdır.

    (İlgili fetva kaynağı için bakınız:
    https://www.fetvameclisi.com/fetva-bilgi-yarismasinda-kazanilan-odul-helal-midir-13224.html )

    YanıtlaSil
  3. Merhaba, burada bilgileri paylaşılan kişi benim.
    Bu bilgilerin paylaşılmasına rızam yoktur.
    Bu sayfayı, paylaşımı silebilir misiniz?
    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  4. TV kanallarının yaptığı yarışmalara katılmakta sakınca var mıdır?
    07 Ağustos 2020

    Televizyon kanallarının gerek bilgi gerekse vücutla yapılan yarışmalarına katılmak ve bu yarışmalardan kazanılan ödülleri almak caiz midir?
    Yarışmada elde edilen kazancın helalliği kumar olup olmamasına göre değişmektedir. Buna göre de içeriği üzerinde ihtimal kurgusu yaptığımızda şu sonuçlar çıkmaktadır. TV’lerin neye neden hizmet ettiğine dair iyi düşünmek gerektiğini ise izaha lüzum hissetmiyoruz. Müslüman ne kadar kendisini o ortamda tutabilir, dinine ve ahlakına zarar vermeden ne kadar dik kalabilir sorusu da ayrı bir bölümdür. Meselenin sadece yarışma bölümüne cevabımız şudur:

    Eğer yarışma, iki yarışmacıdan her birinin diğerine kaybedenin kazanana vermesi şartına dayalıysa bu kumardır.

    Eğer yarışmaya katılan kişiye program sahibi, her bir aşamayı geçmesi karşılığında bir maddi değer veriyorsa ve kaybettiğinde ise bir şey istemiyorsa bu ödüldür; helaldir. Ancak program sahibi yarışmacının başarısız olması halinde yarışmacıdan maddi bir değer alıyorsa bu bir kumardır. İsterse program sahibi bu başarısız yarışmacıya bu maddi değeri programda kendisi vermiş olsun hüküm değişmez.

    Eğer yarışmaya katılan kişiye program sahibi, her bir aşamayı geçmesi karşılığında bir maddi değer veriyor ve belirli bir aşamaya kadar kaybettiğinde ise bir şey istemiyorsa, o aşamaya gelinceye kadarki kazancı haram olmamakla birlikte şüphelidir. Daha ilerisinin kumar olduğunu söylemeye gerek yoktur. (Fetvameclisi.com)

    YanıtlaSil
  5. '1921 ve 1924 anayasalarında devletimizin dini İslam'dı ve hukukumuzun temeli İslam'a dayanıyordu. Cumhuriyetimiz İslamî esaslar üzerine kurulmuştu. Bir gün milletimizin de arzusuyla devletimizin köklerini hatırlaması ve aslına dönmesi için dua ediyorum.'

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu söz Ayasofya Cami eski/ilk imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'dan alıntı.

      Sil
    2. Ben de bu yukarıdaki sözden alıntı da yaparak e-devlet üzerinden tüm kimlik bilgilerimle T.C. Cumhurbaşkanlığı'nın 'Türkiye Yüzyılı'ndan beklentiniz nedir? Yazıp bize gönderin sevgili vatandaşlarımız!' davetine icâbet etmiştim.

      Aynen alıntılıyorum:
      'Sizler de bilebilirsiniz ki Cumhuriyetimiz kurulurken-kurulduğunda devlet anayasasında devletin dînî İslâm'dı. Sonradan malum bazı değişiklikler söz konusu oldu.
      'Türkiye Yüzyılı'ndan hayalim' anayasamızda devletin dininin İslam olmasıdır. Laiklik sisteminin kaldırılmasını istiyorum. Devletin ve sokakların yönetiminin her kademesinde İslam Hukuku'nu baz alan bir yönetim istiyorum. Bunun için mümkünse bir referanduma gidilebilir. Çoğunluğu Müslüman olan bir halk, dininin 'küfür' saydığı bir sistem ile yönetilmeyi haketmiyor ve bu bizim için kabul edilebilir bir durum asla değildir. Gayrimüslim vatandaşlar ile birlikte yaşıyor olmamız bizi asla laiklik düzene mecbur bırakamaz. Tekrar etmek gerekiyorsa, Cumhuriyet'imiz kurulurken gayrimüslim vatandaşlarla bir arada yaşanırken, şer'i mahkemeler yürürlükteydiler. Bu mahkemelerin ilgasının iptalini/iadesini ve göstermelik olmayacak bir gerçek İslamî yönetimi devletimizin her kademesinde, sokaklarımızda görmeyi hayal ediyor, bekliyoruz. Biz buna değeriz. Biz İslam'a layığız.

      Sil
    3. Bizim kaçak göçek, devlet düşmanı bir tutumumuz, hâlimiz yoktur, olamaz da.
      Biz bozulanı düzeltmeye çağırıyoruz.
      Bir örgüt değiliz, olamayız da, olmayız da.
      Biz çete değiliz, 3-5 adam da değiliz.
      Gökyüzü ne ise bizim de çağırdığımız öyle çatlaksız ve mükemmeldir.
      Ben bugün laik bir düzende bir partiye reyimi de veriyorum, bu devletin en üst makamına da: 'Bu laikliği kaldırın. Şeriatımı getirin.' bunu da kimlik bilgilerimle birlikte paylaşıyorum.
      Yapabileceklerimi yapıyorum.

      Sil
    4. Laik düzendeki partilerden birine rey kullanırken de başkanlık seçiminde de bindiğin arabanın sürücüsünü seçiyorsun.
      Uzaktaki bir içki dükkanın yönetici seçimlerine oy kullanmaya çağrılıyor değilsin yani. 'İkisi de içki dükkanı işletiyor, biri namaz kılıyor olsa ne olur sanki.' bu dediğin örneği devam ettir bakalım:
      O dükkanın içindesin sen de. Gözünü yumarak kalıyorsun o zaman.
      Seçmen gerekirse hangisini seçersin soruluyor sana da zaten tam olarak.
      Namazlı içki dükkanı yöneticisi mi? İçki içmeyen, 'içki dinimizde haramdır' da diyebilen (bugün devlet bankasının dahi katılım-faizsiz hâli lanse edilmiş.)
      Senin bu adama yardım etmeni dinin senden sormaz mı zannediyorsun?
      Galiba uzaktanmış gibi geliyor, yapman gerektiğini, bu zorunluluğu kabul etmiyorsun/edemiyorsun, bundan.
      Daru'n Nedve zamanında sokakta ezanlar okunmuyordu biliyorsun değil mi?

      Sil
  6. 'Yuhanna İncili'nde Hz. İsa'dan sonra Hz. Muhammed'in geleceği müjdelenmiştir. Bkz. https://islamansiklopedisi.org.tr/faraklit Hristiyanlar dinlerini tahrif edip Hz. İsa'yı tanrılaştırmış ve Allah'a ortak koşmuştur. Hz. Muhammed onların putperestliğini düzeltmiştir.'

    YanıtlaSil
  7. 'Sütçü İmam'ın Maraş'ta bir Fransız askerinin Müslüman bir kadının başörtüsüne el uzatması sebebiyle başlattığı istiklal mücadelesini unutmayalım. İçimizdeki Fransızlar hala utanmadan başörtüsüne dil uzatıyor. Bunu yapanlarda istiklal ruhu olamaz.'

    YanıtlaSil
  8. ‘Her hata ve günah şeytanın eseridir. Bilgisizlik, vesvese, öfke ve şehvet şeytan için her günahı başlatma sebebidir.’

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu söz İmam Mâverdi'nin Edebuddunya ve dîn eserinden alıntı.

      Sil
  9. Taliban Afganistan'a girdi. Biz de Afganistan'a döner miyiz? Laiklerin gözü yaşlı. Tüm şeriat düşmanları birer pisliktirler.

    YanıtlaSil
  10. 'Doğ ey güneş erit taştan adamı,
    Ve kurut taşları diken elleri.'

    YanıtlaSil
  11. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  13. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  14. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  15. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  16. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  17. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  18. Size hissettirdikleri yüzünden belirli insanlarla görüşmek istememeyi normalleştirin. Çünkü psikolojik iyileşme, kendinizi korumayı öğrendiğinizde ortaya çıkar.

    YanıtlaSil
  19. Her ne olursa olsun, Allah’ın hükmünün sizin için en uygun ve en yararlı olduğu hususunda kalbinizi ikna etmelisiniz.

    YanıtlaSil
  20. Üç şey ihlasın alametlerindendir:

    1. İnsanların övgüsünü de yergisini de bir görmek.
    2. Kendi yaptığı amelleri çok önemsememek.
    3. Amellerinin karşılığını ahirete bırakmak.

    YanıtlaSil
  21. “Ey kardeşim! Sana Kur’ân-ı düşünerek okumanı, Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim’e sık sık başvurmanı, Sünen-i Nesâî’yi, Nevevî’nin Riyâzü’s-sâlihîn’i ile El-Ezkâr’ını okumanı tavsiye ederim."

    İmam Zehebî, Siyeru a‘lâmi’n-nübelâ, XIX, 340.

    YanıtlaSil
  22. Kimseyi Allah ve Resulü'nden daha fazla sevmeyin ve ebediyyen ayrılmayacak gibi sarılmayın.

    YanıtlaSil
  23. İmam Mâturîdî (rh.a.) Te'vîlâtü'l-Kur'ân'da, bilinmesinin yahud bilinmemesinin mü'mine ne dünyada ne de âhirette hiçbir fayda getirmeyecek/götürmeyecek bir kısım rivayetleri, meseleleri düşünmenin ve konuşmanın boş ve lüzumsuz işlerden olduğunu sık sık vurgular.

    YanıtlaSil
  24. Birine yasaları hatırlattığınızda rahatsız oluyorsa; kanun namına teslim olun dediğinizde kaçıyorsa; gayri meşru işler çevirdiğini anlamanız için kanun adamı olmanıza gerek yok. Dinde de böyle. Tetikçiklikte felah yok. Resule tabi olmakta ise bereket var, hidayet var, cennet var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu söz Hüseyin Gökalp Hoca'dan alıntı.

      Sil
  25. Afetler kaderdir. Bu yeryüzünde her şey kaderdir.

    YanıtlaSil
  26. İnsan görüştüklerinin ortalamasıdır. Dikilecek fidanı olanlarla yolumuzu yürüyelim.

    YanıtlaSil
  27. Antibiyotik gibi her gün belli bir miktar Kur’an ilacımızı alalım. Çünkü bu Kur’an’dır, Resulullah’ı ﷺ ayakta tutan.

    YanıtlaSil
  28. Bu ümmetin Firavununun yani Ebu Cehil’in oğlunun yani İkrime radıyallahu anh’ın şehit olduğu bir dine iman ediyoruz. Üstelik kaç kez Resulullah’ı ﷺ öldürmeye çalışmıştı. Hiçbirimiz Peygamber öldürmeye çalışmadık. Evet, büyük çamlar devirdik ama umudumuz baki olmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu söz Fatih Sultan Semiz'den alıntı.

      Sil
    2. Fatih Sultan Semiz:
      'Bunları sahabenin yaptığı sıçrayışı yapalım diye söylüyorum. Yoksa onların ayağının altındaki toz bile olamayız.'

      Sil
  29. Hayat kısa ve biz, hayatımızda herkese oturacak bir koltuk göstermek zorunda değiliz.

    YanıtlaSil
  30. Vasıfsız kalabalıklarla olmaktansa yalnızlık daha iyidir. Böyle kalabalıklarla hayatımızı fakirleştiririz. Kaliteli yalnızlıklarla hayatımızı zenginleştiririz.

    YanıtlaSil
  31. Belediyenin çay bahçesi gibi bir hayatımız olamaz. X Ray cihazından geçilerek hayatımıza girilebilmelidir. Yoksa başkalarının hayatını yaşamaktan kendi adımıza bile ölmeyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu, üstündeki ve altındaki sözler Fatih Sultan Semiz'den alıntı.

      Sil
  32. Her şeyi konuşan, her sorulana cevabı olan, herkesle iyi olan, her bildiğini anlatan, herkesi kucaklayan, çizgisi olmayan, her manipülasyona açık insanlar gördük mü hemen oradan uzaklaşmalıyız. Hem de derhal! Hayatımız kısa ve biz bu hayatı böyleleriyle heba etmemeliyiz.

    YanıtlaSil
  33. Hayat gerçekten kısa ve bu yüzden hayatımıza herkesi sokmamalıyız. Filtreli bir hayat yaşamayı öğrenmeyenler başkalarının hayatlarını yaşarlar.

    YanıtlaSil
  34. - Çok yürüyün, çok paylaşın, çok şükredin, çok sabredin.
    - Az miktar suyla duş almaya alışın. Abdest bile alsanız suyu israf etmeyin.
    - Az ihtiyaçla yaşayan insanların belgesellerini izleyin, biyografilerini okuyun. Durum anlaşılmıştır sanırım. İhtiyacı azalt, özgürlüğü çoğalt.

    YanıtlaSil
  35. - Gece uykunuzu bölün. Bölmüşken teheccüt de kılın.
    - Az yiyin, az uyuyun, az konuşun.
    - Yamalı elbise giymekten gocunmayın. Yeter ki temiz olsun.
    - Ayakkabınız yırtılmadıkça yenisini almayın.

    YanıtlaSil
  36. Oyumuz Erdoğan'adır.

    YanıtlaSil
  37. Cennet, ancak mü'min anaların ayaklarının altında olabilir. Allah'tan korkmayan kim ise o değersizdir.

    YanıtlaSil
  38. Allah kölelerin de efendilerinin de Rabbi'dir. Anaların da babaların da evlatlarının da Rabbi'dir Allah.

    Ananın evlat üstünde ancak takvaca üstünlüğü olabilir.

    Analar da babalar da nefisler de Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in elindekine fedadır.

    Allah ortağı olmayan tek bir ilahtır. Analarının rahimlerindeyken de analarının yanındayken de onları-evlatları en iyi bilen yine ve tek başına Allah'tır.

    Allah ne bir başkasından ne de anasından-babasından bir kulu için tâbir-i caiz ise 'referans' soracak, 'puanlama isteyecek', 'ağızlarına bakacak' asla değildir. Bu kul hakkı meselesinde de böyledir, ana-baba hakkında da böyledir.

    Evladına açıkça zulmederken, ona komşusuna yaptığı muamelenin benzerini bile yapmazken bir anne ya da baba, çocuğunu Allah ile kendisi hakkında uyarıyorsa bu ancak ve maalesef Allah'a karşı işlenen bir hata olur.

    Rab olan Allah'tır. Analar da babalar da hadlerini bileceklerdir. Evlatlarının da kendileri üzerinde hakkı olduğunu asla unutmayacaklardır. Çünkü o çocuktur, çünkü o çocuk insandır; çocuklar, evlatlar insandır. İnsan olan değerlidir, mükerremdir.

    YanıtlaSil
  39. İnsan, bilerek ve isteyerek yaptıklarından sorumlu olarak dirilecektir hesap günü mezarından... Tek başına dirilecek, tek başına hesap verecektir.

    Bugün sen başkalarının vesveselerinden, yargılarından asla mesul değilsin; bunları kendinde asla misafir etmeyeceksin.

    Zamana değmeyen, senin iradeni teğet geçen hiçbir şeyden sorumlu değilsin.
    Şöyle bir rahat olalım.

    İnsan 30-40 yaşına geliyor ve hâlâ bir iradesi olduğunu tam olarak fark edemiyor. Bu her zamanın zulmüdür. İnsana zulüm, onun iradesini yok sayabiliyor olmaktır; ona kör kalabilmektir.
    Var olamamış bir irade nasıl ayağa kalkıp kulluğa koşabilecektir?

    'Onu yap, bunu getir, şunu yapma dedim sana, bunu zaten ne zaman yapabildin ki' bu direktiflerle büyüyen çocuklar, ebeveynlerinin bu hatalı yetiştirmelerinin yüzünden, kendilerinin de bir iradeleri olduğunu asla fark edemiyor. Üstelik yine dönüp ebeveyninin de ona yaptığı gibi kendisini suçluyor. Çıkılmaz bir sokakta yaşıyor.

    Allah zulmü haram etmiştir. Allah kullarına zulmetmez, kıl kadar dâhi etmez.
    Kim zulmediyorsa, hakkı yerine koymuyorsa, o zâlimdir.
    Allah zâlimleri hidâyete erdirmez.
    Kim tövbe eder, vazgeçerse ona bir yol açılabilir.

    YanıtlaSil
  40. Çocuklar ailelerinin altın yumurtlayan tavukları değillerdir.

    Çocuğun sahibi Allah'tır.

    Sen kendi cahiliye dinine göre çocuğunun cinsiyetine takılırsın, oysa Allah kendisine kul yaratmıştır, kul!

    Allah yaratmıştır, dilediği gibi yaratmıştır.

    Sen ise hesap verecek olansın, hesap soramazsın.

    YanıtlaSil
  41. Köre yüzünü, sağıra sözünü süsleme! Yorulursun.

    YanıtlaSil
  42. Mü'min kişi, aynı delikten ikinci kez ısırttırmaz kendini.

    YanıtlaSil
  43. Vahabi değiliz muvahhidleriz. Vahabiler de hiç değilse müşrik değillerdi. Vahabiler kadar olamadınız.

    YanıtlaSil
  44. Bizi tanısalardı dirimizin tarikatını kurup, ölümüzün üzerine mescid bina etmek isterlerdi. Böyle olmasalardı da bizi tanırlardı.

    YanıtlaSil
  45. Gelmezse gelmesin.
    Nûh'un karısı geldi mi?
    Lût'un karısı geldi mi?
    Nûh'un oğlu geldi mi?
    Nûh'un kavminden 1 gemi geldi.
    Bu lütuftur, dâvettir, fırsattır.
    Gelmezse gelmesin.
    Dalgalarda boğulsun.
    Firavun'un karısı geldi.
    İmran'ın kızı geldi.
    Arşın Melike'si geldi.
    Âmâ İbn-i Ümmü Mektûm geldi.
    Bugün de sen gel.
    Başkası gelmezse gelmesin.
    Gelmez ise gelmesin, yoksa o da gelsin.

    YanıtlaSil
  46. "Münafıklar onlara: Biz sizinle beraber değil miydik? diye seslenirler. (Müminler de) derler ki: Evet ama, siz kendi başınızı belaya soktunuz; fırsat beklediniz; şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı. O çok aldatan (şeytan) sizi, Allah hakkında bile aldattı. Nihayet Allah'ın emri gelip çattı!"

    YanıtlaSil
  47. Benim babam, evin kapısını çalar ve biraz beklediğinde o kapı açılmazsa bağırmaya başlar.
    Anneme neden açmadığı için söylenir, hatta küfreder.
    Ben farz namazımı kılarken kapı ziline bakmam, namaz bitince kapıya giderim.
    Bana bela okur babam geç açıldığı için kapı.
    Yan dairemizde babaannem oturur, anahtarını unutursa annesinin evinde bekleyebileceği halde bunu yapar.
    Anahtarı ya da başka bir şeyi unuttu ya da kaybettiği için anneme bildiği tüm küfürleri sayar.
    Benim annem de bu işlerin biraz benzerlerini bana yapar.
    İkisi de sanki onları gören Allah yokmuş gibi hiç çekinmezler bu hallerinden.
    Oysa komşularına, arkadaşlarına karşı pek kibar olmaya çalışırlar.
    Bir arkadaşımın da kocası bebeği ne zaman ağlasa sinirlenip kızıyormuş.
    Benim eskiden beraber çalıştığım hanım patronum da bir iş istemediği gibi olduğu için herkesin içinde laf dokundurur, hırsından mobing yapardı bana.
    Evet ben bunların hiçbirini yapmıyorum.
    Elhamdulillah.

    Dünya böyle bir yerdir.
    Elin adamından, iş yerinde patronundan çekeceğine bari öz babandan anandan çek.
    Dünya çekme yeri zira.
    E hiç çekmeyelim!
    O cennette işte.
    Biraz daha zamanımız var burada.

    Öfke kontrolü, aklını kullanabilme, güzel ahlak için gayret etme çok önemli hususlar.

    İnsanı cennete yaklaştıracak olan böyle basit şeyler aslında.
    Herkese karşı ama! Komşuya kibarcık, karına küfürbazlık değil.

    Ben bu durumlardan kurtulsam mesela yine de yakın çevremde büyük ihtimalle böyle olaylar yaşanıyor, var benzer insanlar.
    Mesela karşı apartmanda oturan zalim adam o da böyledir. Ben kurtulsam, o adamın kızı benden sadece 1 bina uzaktayken bunları yaşasa yine yetmez bana kendi mutluluğum.

    Geleceğimiz nokta: Burası dünyadır.

    Düşmanlarımız sevinsinler: 'Oh olsun, daha da beter olsun.' derler mesela :D
    Oysa ben ve benim gibi ahirete umut besleyenler bu halleri Allah'a yaklaşmaya fırsat biliyorlar. Başka çareleri de yok zaten.

    Karakola versen, ihbar etsen ifadesi alınıp salınacak. Darb yersen bir gün o zaman darb raporu alırsan, belki hapise attırsan, uğraşacaksın.
    Ya Rabbi çabucak kavuşayım sana da beni bu dertlerle uğraştırma diyor insan.

    İmâm Buhârî rahmetullahi aleyh ile de çok uğraşmışlardı en son zamanlarında, o da 1 ay sonra kadar Rabbine kavuşmuştu, çok yaşlı da değildi.

    'Beni bu dertlerle meşgul etme, derdimi Kur'ân yap Ya Rabbi.'
    Mesela bu dua çok güzel bir duadır.

    Bir çocuk için bu durumlar kaldırılamayabilir.
    Yaşımız ilerlediği için tolere edebiliyoruz.

    Allah Teala iyi kullarını, hiçbir kötü sözün işitilmediği, 'selâm' sözünün duyulduğu cennetlerinde ağırlasın. Bizi de bu kullarından eylesin öylece canımızı alsın.
    İmanımızdan tad aldığımız, olgunlaştığımızı anladığımız, sabrı ve şeytanı iyice tanıdığımız günlerdeyiz.

    Kimi İsrail'den çeker, kimi Esed'den çeker, kimi şapka kanunlarından çekmişti, kimi ailesinde çeker.
    İmanı kurtarıp ölebilmektir aslolan.

    YanıtlaSil
  48. Allah ortağı olmayan tek bir ilahtır. Analarının rahimlerindeyken de analarının yanındayken de onları-evlatları en iyi bilen yine ve tek başına Allah'tır.

    YanıtlaSil
  49. Sual: Kapı çalınırsa dışarıdakini bekletmemek için, telefon çalınca da önemli olabilir düşüncesiyle namazı bozmak caiz midir?
    CEVAP
    Hayır, zaruretsiz namazı bozmak caiz değildir. Telefon çalınca da namazı bozmak haramdır. Kapıyı çalanın, en az dört rekât namaz kılacak kadar beklemesi lazımdır.

    YanıtlaSil
  50. Sual: Namaz kılarken, ana, baba çağırsa, bu namaz bozulabilir mi?
    Cevap: Her namazı bozmanın farz, lazım olmasının iki sebebi vardır:
    1- İmdat diye bağıran bir kimseyi kurtarmak, kuyuya düşecek âmâyı, yanacak, boğulacak kimseyi kurtarmak, yangını söndürmek için, namazı bozmak lazımdır.
    2- Ana, baba, dede, nine çağırınca, farz namazı bozmak vacip olmaz, caiz olur ise de, ihtiyaç yok ise, bozmamalıdır. Kılınan namaz nafile ise ki buna sünnetler de dâhildir, bozulur. Bunlar, imdat isterse, farzları da bozmak lazım olur. Namaz kıldığını bilerek çağırıyorlarsa, nafileyi de bozmayabilir, bilmeyerek çağırdılarsa, bozması lazımdır.

    YanıtlaSil
  51. Ashabı kirama ait, onların yaşadığı hayatla ilgili çok önemli ayrıntılar bize ulaşmıştır.

    Yüzlerce olay vardır ama keramet denebilecek olay sayısı ashab-ı kiramda azdır, çünkü onlar en büyük keramet olarak Kur’an-ı Kerim’i yaşamayı, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin peşinde gitmeyi görmüşlerdir.

    Bu asırda, uzay çağında ve bütün çağlarda en büyük keramet Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin peşinden gitmektir, bunu başarmak en büyük keramettir, en zor keramettir.

    Uçmak, kaçmak, avucunun içinde harikalar göstermek en kolay kerametlerdendir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu alıntı fetvameclisi.com'dan.

      Sil
  52. Kur'ân-ı Kerim hâfızı oldun mu dünya hayatı sana yüksek lisanstaki 'kitapları açabilirsiniz, serbest!' sınavları gibi gelecek.
    Bana öyle oldu.

    Arada göz ucuyla açıp bakabiliyorsun cebindeki kağıtlara.

    Aradaki fark; üniversite sınavında bunu herkes görebiliyor, hâfızın bu hâlinde ise bu Kur'ân ile hâfız arasında bir sır sadece.
    Değmeyin keyfine.

    Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem sonunu baştan kazanacağını bildiği bir hayat yaşadı. Sen ve ben bugün onun risaletine iman ettiysek biz de bu yolun yolcusuyuz demektir.

    Kur'ân'dan ezberin olsun, koruduğun, hâfızı olduğun bir zikrin olsun. O sana nûr olur. Onunla görürsün.

    YanıtlaSil
  53. Ben cenneti kalbimde taşıyorum.

    YanıtlaSil


  54. Sen belden aşağısı boş-örtüsüz kimseyi görünce onun da yanına gidip yüzüne -'Gerizekalı!' diye fısıldıyor musun?
    Hayır tabi ki. Modernliğine, Atatürkçülüğüne, laikliğine, 'herkesin dinine kimse karışamaz' kafana helal gelir sonra tabi (!).
    Sen bana ben çarşaflı ve peçeliyim diye gelip bunu yapıyorsun ama!
    Edepsiz kadınlarsınız.
    Ağzınız, bu kafanız edepsiz.
    Belli ki sana fersah fersah uzak biri bu, ben.
    Sen de bana.
    Korkunuz yok ama nedense, bir cesaret var.
    Bu kafandan nasip olmuyor sana İslam!
    Bu zulmünden.
    Sana ne sana ne bu sokakta senin örtün sonra inkılap diye yedirildi(!) Benim örtümün üstüne gelen sensin.
    Densizsiniz.
    Hasta dediğiniz asıl sizsiniz.
    Hodri meydan!
    Yeryüzünü Allah'tan korkmayan İslam düşmanlarına bırakacak değiliz.
    Siz cahilliniz bize zarar veriyorsa o cahillik bizim düşmanımızdır.
    Eşek ne anlar hoşaftan diyerek burada kapatalım bu yazıyı şimdi.
    Öğrenmek isteyen yola düşüyor ve öğreniyor.
    Allah'ın nasip etmediği ise hâlâ şeriat düşmanı ve putçu olarak kalıyor; hem de 5 vakit ezan okunan sokaklarda.
    -Summun bukmun umyun fehum la yeakilûn!
    Zâlimler istemese de Allah nûrunu tamamlayacaktır.
    Sonra kul hakkı seviciliğine başlarsınız, ne de olsa kul hakkında abdest alma zorunluluğu yok, çevrenden dışlanma korkun yok, havanın sönme ihtimali yok... Kul hakkı! de geç.
    Kul hakkını da siz yiyorsunuz aynen işte böyle.
    Kadına da siz zulmediyorsunuz.
    Kaçıncı yüzyıldasın, millet uzaya gidiyor (bunun da iyi ekmeğini yediniz) hâlâ İslam örtüsüne cahilsin, yolda gördüğünde azıyor sanki egzamaların gibi ayağa kalkıyorsun.
    Bir iki tanenizi tıktıracaksın kodese de ibretlik.
    Siz yolun kenarından sıkıştırılarak yürütülmesi gereken kimselersiniz Medine İslam Devleti kurallarına göre.
    Öylesin.
    Bugün ise çok şımartıldınız.
    İblis'in ordusu'na çalışmayı artık bırakın.
    Allah'ın ordusudur gâlip gelecek olan.

    YanıtlaSil
  55. O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler.

    YanıtlaSil


  56. Biz de Müslümanız! diyor bir de. Ona sen inandırabildiklerini inandır.
    Ben buna şâhitlik etmiyorum efendim! Etmiyorum.
    Etmek zorunda da değilim.
    Sen Müslüman olsan,
    'Ölünce ne güzel toprak anamıza kavuşacağız.'
    denilen yerde ayağa kaldırırdı yüreğin seni, benim kalktığım gibi.
    Sizin gibilerin âhiretleri yok.
    Sadece dünyanız var.
    Acınacak olan sizlersiniz.
    Bizler değil.
    Görüşeceğiz.
    Büyük ve tek gerçek mahkemede.
    Kıyamete ne kadar kaldı şunun şurasında.
    Edepsizlik Allah'ın yarattığını değiştiren ve bunu yapana susanın yaptığıdır edepsizlik.
    Allah bir erkek ve dişiden sizi yarattığı halde sen Lût Kavmi'nin kendisi yüzünden cezalandırıldığı pis işe neden ses çıkaramıyorsun?
    Avrupa'ya gidiyorsun orada vatandaşlık alıyorsun, başörtün de var üstelik ve bu işe ses çıkaramıyorsun?
    Veyl olsun size.
    Sizin üzerinizden din izleyen kimseleri dinim adına etkilediğiniz, aldattığınız için veyl olsun.
    Bu hâlinizdeki inat ettiğiniz, sakınmadığınız için veyl olsun.

    YanıtlaSil


  57. Allah tüm faşist ırkçılara lânet etsin.
    Suriyelileri dillerine dolayan süfehaya belasını indirsin, masumları korusun.
    Âmîn.
    Allah, Diyanet İşleri mü'minlere dinini anlatmaya çalışırken bunun üzerinden algı kasan müfterilerin gani gani belâsını versin.
    Hesap günü Allah'ın huzuruna getirtildiklerinde sen onların hâllerini bir görseydin!
    O gün dilleri, elleri, ayakları konuşacak.
    Aleyhlerinde aleyhinizde hak için şâhitlik edecekler.
    Orada fişleyemeyeceksiniz kimseyi, korkutamayacaksınız, ter içinde kalacaksınız.
    Mü'mine yeten de bu günün muştusudur zaten.
    Peygamberlerin yolu böyledir.
    'Biz insanlardan ve cinlerden kimsenin Allah hakkında iftira edebileceğine ihtimal vermemiştik.' demişler cinlerden kimseler.
    Artık Rabbimize kimseyi ortak koşmayacağız.
    İsa'ya Rab demeyeceğiz!
    İsa'ya sadece Meryem'in oğlu diyeceğiz.
    Allah'ın peygamberidir diyeceğiz.
    Ahlâken çökmüş bâtıyı güzel, ileri, doğru örnek diye gagalamayacağız artık sabi-sübyana, çoluk çocuğa.
    Cinler bile îman etti cinler bîle!
    İçimizde teslim olup dosdoğru yolda gidenler de var, diğerleri de var.
    Farklı farklı gruplar hâlindeyiz.
    Kim teslim olup doğruyu arıyorsa işte onlar iyi yolda olanlardır.

    YanıtlaSil










  58. Dürüstmüş.
    Dürüst olsa yetermiş.
    Be hey sen Allah'ın peygamberiyim diyen kimseye hiçbir açık delilin olmadığı hâlde yalancı diyen herifsin.
    Sen misin dürüst!
    Bugüne kadar din ile ilgin olmamış, dine gönlün yok, bugün gelmiş akrabalarından îmanıyla yürüyenleri mi yolda çevirmeye çalışıyorsun?
    Bilemezmiş, bilemiyormuş, âhirette işte bak buradaki gibi pislik çıkarmayacağız tuvalette, gaz çıkarmayacaksın yellenmeyeceksin orada diyorum.
    'Yaani öyleyse...Bilmiyorum bilemeyiz.'
    Aldılar screen shotını yanındaki yazıcılar.
    Kimi elmaya bakar içindeki kurttan şüphesine delil buldu zanneder.
    Kimi uzaya bakar, Allahu Ekber der bir kere bir kere daha.
    Kimi de millet uzaya gidiyor siz hâlâ diyor.
    Sonra da bana gelip
    'efendim ama o gayrimüslim ailede doğmuş onun suçu ne müslüman doğmamış' deme!
    Suç atma aileye, doğduğu hâle.
    Ne istersen onu oluyorsun işte!
    Nûh diyorsun Peygamber demiyorsun.
    Biraz düşün söylediğin şeyleri önce sen düşün.
    Kendi içinde böyle düşünerek eleyebileceğin şeyler bunlar.
    Sen açık bulmuş gibi ya da karşı tarafa koz olarak kullanıyorsun.
    'Ya bırakın beni al bu şüpheyi de ben dinsizliğimle kalayım' der gibisin sen.
    Psikolojiyi psikologlar biliyor değiliz.
    Hatta onların da belki de bugün çoğunun bildiğine de şâhitlik ediyor değiliz.
    Gidip Uzak Doğu'dan şuizm buizm dinine bakıyor, onun ritüellerini millete psikolojik eğitim diye veriyor.
    Terapiye giden gariban diyor ki terapistlerine 'Ya sevgili psikoloğum, bana bir şey söyle de anda kalayım, mindfull olayım hep!'
    Psikolog ne yapsın.
    Ona tevhidi anlatsa, işine dini karıştırıyor diye ceza yiyecek belki de.
    Hastası belki din düşmanı.
    Bu düzende-bugün psikolog olmak da zor.
    İslâmi psikoloji diye bir şey çıkarmışlar şimdi.
    Herhalde Müslüman psikologların icâdı.
    'İslam Felsefesi' kadar olamaz ya hu.
    Yazıklar olsun.
    'Elif Felsefesi' gibi bir şey bu.
    Elif'in hakkında felsefe yapıyoruz diyor yani.
    Felsefe ne demek?
    Fikir yürütüyor, atıyor tutuyor.
    Kesin bir bilgi yok elinde filozofun.
    Kesin bilgiyi 'dogma' diye dışlamış çakal.
    Tevhid büyük nimet.
    Tamamlayarak ölmek nasip ola mü'minlere, müslümanlara.
    Âmîn.

    YanıtlaSil
  59. Bir yerde hak değil bâtıl konuşuluyorken orada sen 'ama üslub?' diyorsan bu kafayı değiştirmenin vakti gelmiştir.

    YanıtlaSil
  60. Şimdi şöyle diyecekler olacak:
    Ama siz şu kimseleri suçluyorsunuz, onlara saldırıyorsunuz.
    Savunsunlar efendim kendilerini.
    'Gerçek Psikoloji bu değil'
    'Gerçek dinsizlik bu değil'
    falan desinler mesela ortaya çıkıp.
    Biz neden kendimizi birilerinin şüpheleri üzerinden aklamaya çalışalım mesela neden bugün ümmetin delikanlıları ateistlerin sorularına cevap vermeyi 'İslam'a hizmet' zannediyor, vehmediyor. Evet bu bir vehimdir.
    Dine hizmet değildir bu.
    Oyalanmadır bu isimle.
    Bilmiyorum anlaşılıyor mu.
    Mantık dersi alan, algoritma bilen, matematiği iyi olan belki anlayacak.
    Diğeri zaten okuyup üstüne düşünecek değil.
    Elbette hakedene hakettiğini vermek salih ameldir.

    YanıtlaSil


  61. Böyle mıymıy, sessiz, vur ensesine al lokmasını kimseler olsun isteniyor herhalde dindar kimseler.
    Yok öyle bir dünya.
    Öyle bir kimsenin bu halleri hasta ise, ya da varsa bir içtihadı, maslahatı ondandır.
    Cami imamı Ayasofya İmamı dünya hayatıyla ilgili ekonomiyle ilgili bir şeyler söyledi diye neler yaptınız siz.
    Adam evet istifa etti ama yine de susmuyor.
    Müslüman yeryüzünde Allah'ın halifesi olan kimsedir.
    Her an şâhitliğe hazır olarak yaşar.
    Görev başındadır.
    Nöbet başındadır.
    Cami imamı değil mahallenin imamı derlermiş bu sokaklarda imamlara takriben 100 sene evvelinde.
    İt ürür kervan yürür.

    YanıtlaSil


  62. Siyasetsiz hayat olabilir mi ki siyasetsiz bir din olsun?
    Siyaset de Allah'ın kürsüsünün içindedir.
    O'ndan ayrı değildir ki.
    İslam, siyaset için de konuşacak, son sözü söyleyecek.
    Şeytan siyasette gedik açtıysa orası kapatılacak, mü'minin projesi o olacak.
    Ey gidi Mursi.
    Allah Teâlâ sana rahmetler etsin.
    İyi örnek oldun mü'minlere.
    Sana nasip oldu bu örneklik.

    YanıtlaSil
  63. Ambargo döneminde Müslümanlar son derece güç şartlarda yaşam mücadelesi verdiler. Açlık ve yokluktan ağaç yapraklarının yendiği, bazılarının koyunlar gibi beslenmek zorunda kaldığı bu süreci anlatması açısından Sâd b. Ebû Vakkâs'ın sözü oldukça çarpıcıdır: 'Çok acıktığım bir gece nemli bir şeyin üzerine bastığımı farkettim. Ardından hemen onu ağzıma alıp yuttum. Hâlâ onun ne olduğunu bilmiyorum.'

    YanıtlaSil
  64. Geçmiş zaman üzerinde düşünmeyi artık bırak.
    Çünkü o yöne doğru gidiyor değilsin.

    YanıtlaSil

  65. VERİMLİ BİR HÂFIZLIK TEKRAR YÖNTEMİ

    Günde 2 yeni sayfa, 8 sayfa da tekrar yapıyorum.

    1.cüzden başladığımızı varsayalım:
    1.gün: 1-2
    2.gün: 1-2-3-4
    3.gün: 1-2-3-4-5-6
    4.gün: 1-2-3-4-5-6-7-8
    5.gün: 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10

    10 sayfa olduktan sonra 2 sayfayı bırakıyoruz.
    Böylece her gün en fazla 10 sayfa ezber vermiş oluyoruz.

    Ezberimi telefona okuyorum, ses kaydı alıyorum; sonra sesimi dinliyorum. Hataları-eksikleri işaretliyorum. Düzeltip tekrar okuyorum. Her sayfada en fazlada 3 işarete normal diyorum.

    6.gün: 3-4-5-6-7-8-9-10-11-12
    7.gün: 5-6-7-8-9-10-11-12-13-14
    8.gün: 7-8-9-10-11-12-13-14-15-16 9.gün: 9-10-11-12-13-14-15-16-17-18 10.gün: 11-12-13-14-15-16-17-18-19-20

    1 cüz tamamlandığında cüzün hepsini toplu veriyoruz.

    11.gün: 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12-13-14-15-
    16-17-18-19-20

    Bir sonraki cüze geçtiğimizde yine önceki cüzden sayfalarla birlikte on sayfa yapıyoruz.

    12.gün: 13-14-15-16-17-18-19-20-21-22

    Hafızlığa yeni başlayanlara bu sistemi tavsiye etmem. Çünkü yeni ezber yapan biri için sürdürülebilir bir yöntem değil. Klasik Osmanlı ezber sistemi en ideal sistem. Yani her cüzün son sayfasından başlayarak yapılan sistem.

    Ama hafızlık tekrarı yapanlara israrla tavsiye ederim. Ben günlük 2 yeni , 8 tekrar yapıyorum. Siz daha fazla da yapabilirsiniz. Mesela 4 yeni, 16 tekrar da yapabilirsiniz.

    Bu sistemin 3 avantajı var:

    1. Çok fazla yeni sayfa yapmak gerekmediği ve tekrar sayfalarını hazırlamak kolay olduğu için fazla vakit almıyor.

    2. Sürekli tekrar yapıldığı için çok sağlam oluyor.

    3. Zorlanmadan 10 sayfa ve 1 cüzü toplu vermeye alışıyorsunuz.

    3 ya da 5 cüzde bir geçmiş cüzleri tekrar ediyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yöntemi hâfızlığın sonlarına yaklaşırken ya da yaparken yorulduğunda bırakmamak için tavsiye ederim. Şöyle bi' 2 ay kadar devam ettirirsin mesela ilk 7 cüzü ezbere verirsin. Sonra eski usüle geçip dönüşlerle haslamaya ya da son dönüşlerini bitirmeye geçmelisin. Ayda bir dönüşlü hatim yapamıyorsun, 2 ayda bir yaparsın ya da 3 ayda bir. Bu yukarıdaki sisteme göre daha sık pişirmiş olursun sayfalarını.
      Bu yöntem zannediyorum ki eskiden mesela küçük yaşta hâfızlığını bitirmiş de bugün farklı meşgaleden dolayı tekrar edemeyenler için bir yöntem. •Eski cüzlerin tekrarını bu sistemde bir yere oturtamadım. Günlük çalışma süresi uzayacak ve talebe bırakma noktasına gelecek.
      Şu iyi şey var:
      •Tek sefer tüm Kur'ân'ı bir celsede yani ezbere veremeyeceksen, 10-12 ayda bu sistemle tüm cüzleri tek seferde birer birer ezbere okumuş oluyorsun ve her cüzle 10 gün başbaşa kalıyorsun.

      Sil
    2. • Aynı gün içerisinde mesela geceye yakın ya da gece yapılacak bir 2.oturum ile geride kalmış-üzerinden geçilmiş cüzlerin mesela bugün 8.cüzden 10 sayfa ezber verildiyse:
      •İlk 7 cüz için, her akşam her cüzden ilk 5 sayfa ile dönüşlü has yapılır.
      5 sayfa ile giden dönüşlü hâfızlık öğrencisi gibi 7 günde 7 cüz dönülür. 4*7=28 günde de tüm 7 cüz haslanmış olur.
      Aynı esnada 8.cüzden devam edilirken...
      Hâfızlık böyle bir şeymiş.
      Yapıp bitirilen değil, hâfız yetisi kazanmış birinin aslında hep yeniden hâfızlık yapması imiş.
      Îmanı olan birine verilebilecek, yakînine çok güzel bir hediye olacak amel nedir diye sorsalar? 'Hâfızlıktır' derim.
      Yaşlanınca şimdiki performansım olmayacak, nasip olursa erzelil ömre denk gelirsem belki gözüm görmeyecek, birinden yardım alıp belki dinleyebileceğim o da kulağım duyuyorsa tabi.
      O zaman ne olacak?
      O zaman da devr vakti gelmiş oluyor işte.
      Sana da zaten vefat edenlerden devr gelmişti hâfızlık.
      Senden de kıyamete dek ne vakit varsa onlara kalacak bu amel.
      Ben de şimdi vefat etmiş hâfızların bıraktıkları dönüşleri devam ettiriyorum gibi yani.
      Böyle mi?
      Allah nûrunu tamamlayacaktır.
      Allah'ın dediği oluyor.
      Gaybı kimse bilmiyor.
      Duaya icabet mutlak olarak var ama. El-Mûcib

      Sil
    3. Mü'min olan kimse o hep mübarektir.
      'Kur'ânlı mü'min, portakal gibidir. Kokusu da tadı da güzel.' (2 kere güzel.)
      'Kur'ânsız mü'min, hurma gibidir. Tadı güzeldir, kokusu yoktur.' (Güzeldir.)

      Sil
  66. Benim babam bir gafletle bana kaba davranırsa ertesi gün gelerek bana 'yanlış anlamadın değil mi?' der.
    Hatta bana çiçek getirir.
    İnsan kusursuz değildir.
    Olayları yerinde incelemek gerekiyor.
    Ceza düşürücü sebeplere bakmak lazım.
    Senin şahsiyetine doğru düşmanlık yapan ile diğerlerini ayırabilmek için satır aralarını doğru okumalıyız.
    Kasıtlı olarak seninle uğraşan biri mi?
    Yoksa kader güzergahında birbirinizle alacak verecek ilişkiniz olduğundan dolayı, birbirinizin hayatlarında kesiştiğiniz yerlerde de mi sorunlar çıkıyor?
    Elbette zulüm her zaman zulümdür.
    Ama şeytan herkesi aynı kefeye koydurursa sana, bir gün seni de onlarla beraber o kefeye koyar :D
    Annem de ben ondan bana dua etmesini istediğimde mesela de ki 'Firdevs'e girsin' dediğimde bunu söyler.
    İyi zamanı kollamak gerekir.
    Aslında Allah'ın nasip etmesi gerekir.
    Allah kalplerini yumuşatabilir sadece.
    Annenden bir kere tüm analık hakkının helal olduğu sözünü al ve bir daha dikkatli ol.
    'Bu halde öleyim Ya Rabbi, aldım helallik, bir daha haram etme fırsatı olmadan canım alınsın. Annem bana tüm analık hakkını helal etti hem de beni öperek, bugün tam bir cennetlik gibi hissediyorum kendimi.' düşüncelerin zamanı olur bu zaman.
    Ana-baba hakkı neden böyle kıymetli?
    Benim doğumuma, yaratılmama sebep olarak yaratılmışlar.
    Onlara bakınca direkt Allah'ı hatırlar insan aslında.
    Şeytan da bunu bildiğinden bu zikri hep örtmeye, küfrettirmeye çalışır evladı.
    İnsan, anası babası da olsa şahsiyetini kimseye ezdirmemeli.
    Allah diyen, Allah'a secde eden, dili Kur'ân okuyan insan mükerremdir.
    Münkerde onlara itaat etme, dünyada onlara örfe uygun güzelce davran.
    Mesela sana bir yerde kızdıklarında, belki küfrettiklerinde hemen 'işte İbrahim aleyhisselam'ın babası gibi bunlar' falan demene gerek yok.
    1'i 1000 yapmana gerek yok.
    Dönüşümüz hep beraber Allah'adır.
    Onlar öyle kimselerdir ki, babalarından, oğullarından kimseler de olsa Allah ve Rasûlü'ne karşı çıkan kimseler ise bunlar, onları sevmezler.
    Allah kalplerine imanı yazmıştır.
    Bir çocuktan anasının babasının nasihat alması çok zor bir şeydir.
    Dereler tersine akmaz.
    İbrahim aleyhisselam'ın babasının Allah'a düşman olduğu ortaya çıkınca, o babasından uzaklaşmıştı.
    Senin için Rabbime istiğfar edeceğim diye söz vermeseydi de babasına rahmet dilemesi kabul edilir bir şey değil Allah'ın dininde.
    En doğrusunu Allah Teala bilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu güne kadarki ömrümde herhalde benimle aynı çağda yaşayan beşer içinde 'babamdır' bana en iyi davranan kimse. Birini seç birini söyle deseler: Babam derim.

      Sil
    2. Allah onu bana olan merhameti sebebiyle cennete yaklaştırsın.
      Sana karşı kin duyamaması, hâlâ gözünde küçük kız çocuğu olarak kalman.
      Nasıldı rivâyet:
      -Siz çocuklarınızı öper misiniz? Benim şu kadar çocuğum var bugüne dek hiçbirini öpmedim.
      Efendi hazretleri Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ne buyurur:
      'Allah senin kalbinden merhameti almışsa...'

      Sil

  67. وَاَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَفٖيهُنَا عَلَى اللّٰهِ شَطَطًاۙ


    Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cinler), Allah hakkında pek aşırı yalanlar uyduruyormuş.


    وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ تَقُولَ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللّٰهِ كَذِبًاۙ


    Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.

    YanıtlaSil
  68. Become so close to Allah that they have to go to him to find you.

    YanıtlaSil
  69. İşlerinizi kendi hızınıza göre halledin. Hayat bir yarış değildir.

    YanıtlaSil
  70. Kendimizi insanlara, size sevdirmek-beğendirmek isteseydik bugün bu yolda olmazdık zaten.

    İslam garip başlamıştır, garip haline geri dönecektir. Selâm olsun gurabâya.

    YanıtlaSil
  71. Kimseden bir şey isteme.
    Özür bekleme.
    Kullara hakkını ver.
    Kendi hakkını da Allah'tan dile.

    YanıtlaSil
  72. - Allah’ı gördün mü?
    +Evet, hem de çok.
    - Ne zaman?
    + Kusurumu örttüğünde, rızık verdiğinde, beni koruduğunda...

    YanıtlaSil
  73. Gerizekalı.
    Kızın hâfızlık yapıyor evinde.
    Böyle evde Kur'ân okuyarak mı cennete gideceğini zannediyorsun diyor?
    Daha cennete nasıl gidileceğini bilmeyen müşrik seni.

    YanıtlaSil
  74. Bunun bir de hâfızlık yapacağına tefsir okusana diyen kıt akıllı versiyonu var.
    Tefsir dediğini gerçekten anlamış olsaydı bu dediğini demezdi zaten.
    Bir de din hocası diye servis ediyorlar bu tipleri. Kıyamet âlâmetlerinden.
    Tefsir okudukça insan hâfızlık yapmak istiyor zaten.
    Menkıbe okuya okuya böyle soğursun Kur'ân'ın kendisinden işte.
    Anca vatan için Fetih Sûresi okursun.
    Bu da nur topu gibi bir bid'at zaten.
    Şaşırmadık sende olmasına.
    Bu akıllar bize zarar veriyor, bize saldırıyor.
    Yoksa kötüyü dilimize nefsimizi tatmin edelim ya da üzerlerinden kibirlenelim diye alıyor değiliz, bu sadece vakit kaybı olurdu.
    Bugün reddetmediğin, küfretmediğin şeyi yarın sen yapacaksın-doğru kabul edeceksin zira.
    İradeyi korumak için bu mecbur.
    Allah tüm çocuklarını ağlatan analarının babalarının belasını versin.

    YanıtlaSil
  75. İnatçı olmak salt kötü huy değildir.
    Hakta inat etmek güzeldir.
    Bir çıkarmışlar, kendi dediğini hemen yapmayan çocuklarına -inatçısın sen! diyor anneleri.
    Mobingçi biri bu anne.
    Çocuk büyümüşse de -Sen küçükken de böyleydin zaten! diyor.
    İstediği olmadı diye suçlamaya gitti şimdi de.
    Hiç de küçükken öyle değilmiş.
    Bilakis söz dinleyen, akıllı ve usluymuş.
    Yalancısın!
    Çok iyi bir koz ama bu söz ebeveyn için.
    -Sen küçükken de böyleydin zaten!
    O hatırlamıyor mu sanıyorsun kendi küçüklüğünü?
    Adaletse, senden çok daha takvalı, çok daha âdil hüküm verebilecek biri senin doğurduğun.
    Onu kandırabileceğini mi zannediyorsun?
    Deniyorsun.
    Melekler hamdolsun hepsini çok daha iyi biliyorlar.
    Mesele sen daha kötüsün ben daha iyiyimde kalıyor hep zaten.
    Âhiret olmasaydı görürdünüz siz buyurmuş Ömer radiyallahu anh da.
    Sana kaç kere o pembe dizileri izleme dendi de sen hâlâ izliyorsun, inatçı işte sensin!
    Bulduk.

    YanıtlaSil
  76. Havlayan köpek ısırılmaz, kovalanır diye bir söz var.
    Bazen ısırmak da gerekiyor.
    Gitmiyorsa köpek.

    YanıtlaSil
  77. Çok zor bir şey.
    Ana baba imtihanı.
    Çok ama çok zor.
    Çok sabırlar gerekiyor.
    Çok çok çok fazla sabır.
    Yok başka bir çözümü.
    Toprağın altına kadar yok.
    Bu arada güzel iş çıkarabilirsen, salih amel yapabilirsen o da harika olur, lütuf olur.
    Tez yazmış kadın, ooo iki çocukla hem de diyorlar.
    Bir şeyden haberleri yok.
    Nihayetinde o çocuk.
    İdare edebileceğin birisi.
    Gücü sana yetmiyor zaten.
    Ana baba böyle değil ki.
    Allah'ın rızası söz konusu burada.
    Tuzağa düşmeyeyim aman diye diye hem psikolojine baskı var burada hem şahsiyetin eriyecek.
    Çok daha tehlikeli ve zor.
    Zaruri ihtiyaçlar dışında hiç konuşmama noktasına çekiyorsun ilişkinizi en son.
    Mutlaka yakalıyor seni ısırıyor bir yerde.
    Vuramazsın, bağıramazsın.
    Karın olsa yatağında yalnız bırakacaksın bir süre, sonra hafifçe darb edebileceksin.
    Bu ruhsatın olduğunu bildiğinden içi biraz daha rahat olur kocanın.
    Ya hu bu anne hiç mi sevgisini istemez evladının da onun etrafında pervane olmaz?
    Yani burada bir zayıflığı olsaydı kullanırdık diyecektik de.
    Erkekse evlat ona vardır bu zaafiyet işte.
    Hiç aksi tez kabul edilemez burada, erkek evladın yeri ayrı maalesef.
    Benim akrabam diyor ki, -'Yaa demek sen anneanne oldun. Ah bir de babaanne ol, o daha başka oluyor, oğlunun çocuğu daha başka.'
    Farklı farklı kafalar.
    Biri de isim vermeyelim dedi ki:
    'Allah şu kadarcık şeyi esirgedi ondan.'
    Erkeklik organını kastediyor şu kadarcık şey derken, torunu kız oldu da ona diyor.
    Allah hiç sevmiyor ama bunları biliyorsunuz değil mi? Biliyor musunuz?
    Hiç sevmiyor Allah.
    Allah'ın sevmediği benim için yok.
    Nasıl oynuyor İblis, nasıl bozmuş fıtratı, cahiliye dini bu işte.
    'Olsun kız da erkek gibi zaten artık.' diyen de aynı kafanın başka tonu hoş bu da iyi bir şey dediğini zannediyor. Erkek gibi kızlar şimdi yeni proje demek.
    3 kız çocuğunu güzelce terbiye edene cennet sözü var.
    Hüküm Allah'ındır.
    Dünya budur, çok bir şey beklememek lazım.
    Bizi üzebilecek bir şey yok bu hayatta.

    YanıtlaSil
  78. Bir gün bir yerde bir düşman önüme düştü.
    Önüme attı kendini, İslam dediğimiz için laik devletininin yıkılacağından korkuyormuş bizi tehdit görüyormuş.
    Böyle ağladı ağladı, küfürler sövmeler, ithamlar.
    Aklı başında değil.
    Sonra ihbar ettik de twitter hesabını askıya aldırdık denk geldi de sesi biraz kesilmiş oldu belki, ayağına bir çelme takmış olduk.
    Bu tip, yazarken arada dedi ki:
    'Senden çok var, vaktimi alma benim.'
    Vaktimi alma dedi herif.
    İnandığı bir şey var, zamana inanıyor, zamanının farkında galiba dedim sonra ben tefekkür ederken.
    Allah diyemiyor onun yerine yaratıcı diye bir şey bulmuş.
    Camide yaşanan sokakta olmayan bir din istiyor.
    Evet evet işte tam buna müşrik, kâfir deniyor zaten.
    'Vaktimi alma' dedi tipe gel.
    Vaktinin kıymetini biliyor gibi kâfir mafir.
    Vakit çok önemli.
    Zamanın kıymetini bileceksin.
    Sen zamanı kesmezsen o seni keser.
    Zaman bıçak gibidir.

    YanıtlaSil
  79. "Kalbin mutmain olması mutlu olmasından daha önemlidir. Çünkü mutluluk geçici itmi'nan ise kalıcıdır."

    YanıtlaSil
  80. قال أبو الدرداء: "يرحم الله المؤمنين؛ ما زالوا يقولون: "ربنا" "ربنا" .. حتى استجيب لهم.

    YanıtlaSil
  81. Ne zaman nefsin salih ameli bırakman için sana vesvese verirse,

    Ona de ki:

    "Belki bu amel ile cennete giderim!"

    YanıtlaSil
  82. Ebu Derda رضي الله عنه;

    İlim ancak arayıp öğrenmekle olur. İlim için sabah çıkıp akşam dönmenin cihad olmadığını sanan kimsenin aklı eksiktir.

    | Camiul Beyani’l İlm 1/31

    YanıtlaSil

  83. “Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız.” dediler.

    Yüce Allah, müminlere bırakmadan bizzat kendisi cevap verdi:

    “Bil ki (asıl) beyinsizler kendileridir. Fakat bilmezler.”

    [Bakara Sûresi, 13.âyet-i kerime]

    YanıtlaSil
  84. Bak evladım !
    Bir mecliste Allah ve O'nun Rasûlu'nden çok birinden konuşuluyorsa o meclisi terket.

    YanıtlaSil


  85. Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız?

    Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar.

    Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.

    YanıtlaSil


  86. Allah’a asi olanlar neden dünyada azaba uğramıyorlar?

    Soru:

    Madem dine inanmayanlar ve Allah’a karşı saygısız olanlar azabı hak ediyorlar, neden Allah onlara azap etmiyor?

    Cevap:

    Azap dünyada olur, ölürken olur, kabirde olur, ahirette olur ve hem dünyada hem ahirette olur. Dünyadaki azap bedenle hissedilen azap olur, içte hissedilen manevi azap olur. Neden biz, dünyada Allah’a asi olanların azaba uğradıklarını hemen göremiyoruz sorusu haddimizi aşan bir sorudur. Biz hayata, yaşadığımız an olarak bakabiliyoruz. Ne dünü ne de geleceği bilmiyoruz. Allah Teâlâ ise ezelden ebede olan süreç içerisinde her şeyi bir hikmetle yapmaktadır. Biz, bize göre bir uygulama isteriz ama biz yok denecek kadar kısa bir zaman için varız ve sadece kendi eksenimizde döneriz. Bütün kâinat içinde biz yok gibiyiz. Allah Teâlâ ise yaratan ve idare eden olarak hükmetmektedir.

    Yine de neden hemen azap etmiyor sorusuna bazı cevaplar tahmin edebiliriz:

    - Çünkü Allah çok mağfiret eden, çok merhamet edendir. Tevbe ederler diye asi kullarının azabını ertelemektedir.

    - Helim (yumuşak) olmak onun sıfatlarındandır. Azapta acele etmemek helim olmasının sonucudur.

    - Asi kullarının azabı kesindir, erteleme ile ne unutulur ne de azalır. Kıyamet gününe ertelenmiş olması büyük bakış açısından sonucu değiştirmez. Aksine azabı geciktikçe günahı artacağı için azabı da artacaktır. Bu anlamda da azabın gecikmesi de onlar için bir azaptır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu soru-cevap fetvameclisi.com'dan, Nureddin Yıldız Hoca'dan.

      Sil
  87. İnsan hep inşa sürecinde. Beşerden insana olan yolculukta kimliğini, ailesini, zihnini, vaktini... Harcı ise inancı, fikriyatı, deneyim sandıkları, çok değer verdiği emeği... Harcı bir ve bütün tutan en mükemmel sandığımız malzemeler değil, Allah'tır. Bozulma ve sonrasında yeniden Bismillâh ile başlama iradesi de belki Rabbimizin bizleri inşa etme yöntemi. Hataları ve tövbesi olmadan insan nedir ki. Ailelerimiz için biz ve bizler için ailemiz de belki bu cihetle kabul edilmeli, hem bir sınav hem de en yakın sevgi ve çatışma sahasında dua sebebi. Hem öyle bir ünsiyet ki sevmede dengeyi sağlama mecburiyetini bizzat tatmamızı sağlıyor. İnancım odur ki belli bir zamanda ve bir ortamda doğmamızın henüz idrak edemediğim bir sırrı vardır. Zorluk varsa da bu durumun içinde, başka bir kapının açılması içindir. O kapının açılması beni ben yapacaksa, ben ben olduğumda inşa sürecim Allah'ın izniyle tamamlanacaksa ve sonrasında ben dediğim şeyin acziyetine ayne-l yakîn tanık olup esas hakikatin bambaşka birşey olduğunu anlayacaksam, bu yolculukta bu sınav vesilelerinin de bir anahtar olduğunu hatırlayıp o ölçüde kıymet vermek gerek. Aile ve sosyal hayatın zorluklarından bahsettiğinizde, bir zamandır düşündüklerim dökülüverdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Şey' her zaman ayrı yazılır. Örneğin:
      'Bir şey'

      Sil
    2. O zaten anlamış meseleyi ki yukarıda yazdıklarından anlaşılıyor.
      Senin desteğine ne gerek?

      Ne işin var senelerdir inaktif olan blogta?
      Nereden gördün burayı?

      Sır falan da yok. O yazdığın da yanlış.
      Apaçık kitabını indirdi Allah.
      O'ndakiler neyine yetmiyor da sır ismiyle bir bilinmeyen üretiyorsun?!
      Hep bir edebiyat, kelime oyunları.
      Âynel yakîn uğramıyor buralaraaa...

      Sil
    3. Bu kız iş yerinde de okullarda da bebek odasında, hatta tuvaletlerde gizli gizli vakit namazlarını kılıyordu be... Tesettürü yokken de böyleydi bu kız.
      Öyle olduğu için sonra da böyle oldu.
      Siz kendinize tecessüs edin!

      Sil
    4. Bu yazınız için Allah razı olsun. Allah niyetinizi kabul etsin.

      Sil
    5. Bu aşağıda alıntıladığım yorumunuz için Allah razı olsun. Allah niyetinizi kabul etsin.
      "Anonymous20 Nisan 2023 04:20
      İnsan hep inşa sürecinde. Beşerden insana olan yolculukta kimliğini, ailesini, zihnini, vaktini... Harcı ise inancı, fikriyatı, deneyim sandıkları, çok değer verdiği emeği... Harcı bir ve bütün tutan en mükemmel sandığımız malzemeler değil, Allah'tır.
      (...)"

      Sil
    6. Ulan kız hâfız olacağım diyor kıza hâlâ koca diyorlar.
      Allah cezanızı versin.
      Kaç senesini yediniz.
      Aman hiç hâfızlıktan bahsetmeyin aman ölürsünüz hiç o konudan bahsetmeyin.
      Mesele o hiç değil, mesele psikolojik.
      Gözünüze girsin psikoloji de doktor da.

      Sil
  88. Niye üzülüyoruz, niye sinirleniyoruz?
    Bizi beğenmiyorlar, bizi anlamıyorlar diye değil ki. O işin basit kısmı.
    Zaten kendi yolumdayım ben.
    Ama adam kaybetmişim.
    1 kişi daha eksilmişim.
    Mesela sen babaannemsin, bendeki babaanne ihtiyacını sen karşılayacaktın; Allah sıla-ı rahim bağını bundan yaratmıştı, boşuna değildi.
    Senden şeytan pay kaptı.
    Ben zarara uğradım.
    Adam kaybettim.

    YanıtlaSil
  89. Gerçekten o kadar sıfır anlayabiliyor, tanıyabiliyorsunuz ki.
    Bu gerçekten benim Rabbimin ortağı olmadığına, hiçbir hocaya, âlime gaybtan haber verilmediğine bir kere bir kere daha delil oluyor.
    İmanım artıyor.
    O kadar olanı görememişsiniz.
    O kadar başka şeyler geçmiş aklınızdan.
    Elhamdulillah, elhamdulillah, tam olarak birebir Rabbimle başbaşa kalıyorum.
    25 yaşına kadar başörtülü olsaydı ne olacaktı?
    İslâm zaten başka bir şey.
    İslam başörtüsü değil ki.
    Hee...erkek için kendine eş seçerken ya da vakfındaki kız talebelerine hoca-belletmen-talebe seçerken bakarlar tabi.
    Bakıyorlarmış yani.
    Çiz bunların hepsini.
    Ben, Allah neye bakıyor, ona bakıyorum.
    Tesettüre girerken yaptığım gibi yani.
    İslam başka şey, gerçek îman 50 senelik tesettürlüde bile nasip değilse olmuyor.
    Allah bizi kurtarmış bizi.
    Sizden mahrum kalmış değiliz, kurtulmuşuz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek de böyle değil biliyor musunuz?
      Bugün çok daha fazla çağrılıyor, revaçta mesela sonradan İslam'a girenler, mesela mankenliği, oyunculuğu bırakıp tesettüre girenler...
      Konferanslara çağrılıyorlar, hem de kız talebelere örnek olsunlar diye imam hatip liselerine falan çağrılıyorlar.

      Sil
    2. O da kötü ya... İyice koyu puntoyla 'eskiden şöyleydi' diye servis ediliyorsun. İyi değil ki...bence istememeli öyle biri bu başlıkla 'hidayete erdi!' servis edilmeyi. Kimseye faydaya olduğunu düşünmüyorum aslında. Bu tip magazinler ilgi çekiyor sadece o var.

      Sil
  90. Oyumuz Erdoğan'adır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim partim şeriâtimdir.

      Sil
    2. O başka o başka. Görev bu.

      Sil
  91. لَا يُحِبُّ اللّٰهُ الْجَهْرَ بِالسُّٓوءِ مِنَ الْقَوْلِ اِلَّا مَنْ ظُلِمَؕ وَكَانَ اللّٰهُ سَمٖيعًا عَلٖيمًا
    Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitici ve bilicidir.

    YanıtlaSil

  92. اِنْ تُبْدُوا خَيْرًا اَوْ تُخْفُوهُ اَوْ تَعْفُوا عَنْ سُٓوءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَفُوًّا قَدٖيرًا
    Bir iyiliği açıklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz, şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir.

    YanıtlaSil
  93. Allah eski arkadaşlarımdan çoğunun belasını versin, ne hakkım varsa haram zıkkım olsun.
    Ettiklerinin hepsinin cezasını çeksinler.
    Allah daha da fâsık etsin hepsini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyse hadi hepinizi affettim.
      Girin cennete.
      Âmîn.

      Sil
    2. Peki siz kimsiniz acaba?

      Sil
    3. Hee şu 'senin bende eski fotoların var onları istediğime göstereceğim' diyen şantajcı, 0-4 yaş akıllı kız arkadaşları da mı affettik? Kim af dilemiş, pişman olmuş da affedeceğiz? Af, pişman olanın sahasına ait bir şey.

      Sil
    4. 0-4 yaş temiz fıtratını tenzih ederiz.

      Sil
    5. Vay hasetçiler vayy.. Neler etmişler sonra da o bizle görüşmüyor diye haber çıkardılar değil mi? Evet.

      Sil
    6. Hem başörtülü hem teberrüc yapanlar fâsık mı oluyor? Açıktan günaha devam ettikleri için. Fâsık çok ağır değil mi? Hemen şimdi düzeltmeye niyetli ise ve şu anki hâlini savunmuyorsa, bu hâlde samimi ise o kişiye fâsık hükmü vermem ben.

      Sil
  94. Bu aşağıda alıntıladığım yorumunuz için Allah razı olsun. Allah niyetinizi kabul etsin.
    "Anonymous 20 Nisan 2023 04:20
    İnsan hep inşa sürecinde. Beşerden insana olan yolculukta kimliğini, ailesini, zihnini, vaktini... Harcı ise inancı, fikriyatı, deneyim sandıkları, çok değer verdiği emeği... Harcı bir ve bütün tutan en mükemmel sandığımız malzemeler değil, Allah'tır.
    (...)"

    YanıtlaSil
  95. Amin, cümlemizin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erkekseniz bir daha buraya yazmayın.

      Sil
    2. Mecazi anlamda değil, 'adamsan bir daha yazmazsın!' böyle değil. Yani cinsiyetiniz kadın değilse yazmayın. Harem-selamlık sosyal medyada da çalışır.

      Sil
    3. 'Benim diplomam var.'

      Sil
    4. Nasıl bir eşiniz olsun sorusuna 'diploması olsun' diye cevap verilmesi bir durum. 'Diplomalı olmalı değil mi?' diye şartlı soruya: 'Hee ben de öyleyim, olsun aynı seviyede bir diploması.' Yoruldum devam etmiyorum.

      Sil
    5. Böyle bir soruya bugünkü aklım olsa hiç cevap vermeden kalkardım o meclisten. Hata, her sorulana cevap vermekte. Yanlış gelmişim hoşçakalın diyip çık oradan. Diploma putu var mı diye bakmışlar; tesettüre girmiş, erkeklerle beraber rahat edemiyorum çalışırken diyip işten istifa eden, 'hâfızlık için geldim görüşmeye' diyen bir kıza.
      İnsanlık hâli, yadırgamıyoruz. Sorun değil. Bir daha gelmiyoruz.

      Sil
    6. Her sorulana cevap verilir, orada hata yok. Herkesi kendin gibi bilmekte hata olabilir, bu da elhamdulillah temizlikten, saflıktan. Ben onu denemiyorum ki denendiğimi ya da çapraz sorgulamada olduğumu farkedeyim? Zaten yaşım kaç ki? Kaç kere tecrübe etmişim bunu. Bu kişinin bilmediğine 'bilmiyorum' diyememesi gibi bir durum değil mesela, yok burada o.

      Sil
    7. Mü'minle tartışmaya girme. Sen sen ol mü'min kimseyle bunu yapma. Kâfire yap illâ ki yapacaksan. Îmanından eder İblis seni maazallah. İblis'in en sevdiği şeydir belki lanetullahi aleyh iki mü'minin çatışması.

      Sil
    8. Burada tartışma yok ama bu zikr güzel: Mü'mine sövmek fâsıklık, onunla savaşmak küfürdür.

      Sil
    9. Zekât vermezse savaşılır. Ebubekir radiyallahu anh'ın içtihadı böyle. Bunda icmâ var mı? Yoksa oy birliği mi? Aradaki farkı biliyorsun değil mi? Evet. Bunda icmâ yok, bu oy birliğiyle kabuldü hatırladığıma göre. Mesela bâtini mezheplerden Kâdiyaniliğin bâtıllığında icmâ var. %99 değil %100 herkesçe kabul edilmiş. Oy birliği bir tık aşağıda gibi. Yani bugün biri itiraz edebilirse buna makul denir. Bu bilginin defterimde nerede yazdığını hatırlıyorum sayfanın sol üstünde. Bu işte hâfızlık zekasın :D Ölmeden kullanmak nasip oldu elhamdulillah.

      Sil
    10. Diploma yoktu o diyalogta, 'üniversite mezunu' vardı. 'Üniversite mezunu olmalı değil mi?' idi soru da. Buradan 'diploma putu' çıkarılmış.
      Ömrümde kız ya da erkek arkadaşta olmazsa olmazım hep 'dindar ve namazlı' kriteri oldu, Allah böyle ilham etti, tesettürden önce de sonra da. Bu bir şuur. Üniversite mezunu olmasına bakanlar var, bize aday olarak getirilirken zaten buna bakılıyor. 'O kız okumuş.'
      Bu da haksız bir bakış değil.
      Haylazlıktan mı okuyamamış ayrıca diplomalı olmak üniversite mezunu olmaz çook mu zor bir şey?
      Yatlar katlar arabalar mı demek yani mesela?
      Tembel mi, okumayı mı sevmiyor, kibri mi var çalışkan öğrencilere mesela, ders dinleyenlerle dalga geçen biri mi ondan mı bir lisansı olamamış?
      Nasıl basiretsizce bir soru ve anlayış olmuş.
      Hayal kırıklığı...
      Bu erkek hocalar galiba
      'Kadından daha büyük fitne bırakılmadı size.' hadîs-i şerifiyle yaşıyorlar.
      Yani zannetmem ki bu hoca mesela bir kızı takdir edebilsin samimice.
      İnanmıyorum daha neti.
      O içten içe güvenmiyor ve takdir etmiyordur o kızı-hanımı bence.
      Halka örnek-dinine hizmet olsun diye anlatıyordur öyle.
      Ancak Kur'ân'da adı geçiyorsa ha ona artık mecbur 'mübarek kadın' diye güvenir herhalde.
      Kadının 16 çocuğu da hâfız olmuş, kadın çok memnunmuş. İşte ne mübarek kadın! Hayret, nasıl hemen tescilledin? Şaşırdım, inanmadım da.
      Biraz deş, çapraz sorular sor bakalım; kadın samimi mi?
      Çocuklarının hepsi imam olmuş zaten, niye sevimesin hâfız olduklarına, maaşları var işte.
      Hem de köy kadını bu, köy kadınlarından nerede gerçek iman şuuruna sahip olan? Nerede imtihan olmuş da sıdku açığa çıkmış?
      Tek başına dininin yoluna mı düşmüş bizim gibi?
      Yoo.. Zaten kocası var.
      Zaten dinden bilgisi yok, ilim nûrû ne kadar olacak bu kadında?
      Dışarıya zaten öyle diyecek, kim var açıktan bunun aksini söyleyebilecek tam dinine düşman etiketinden çekinmeyecek?
      İşmiş gibi övüyorsunyz bir de.
      Allah bilir.
      Ne överiz ne de ilgileniriz.
      Olacak tabi hâfız.
      İş mi?
      16 tane çocuğu hâfız olurken o neden hâfız olamamış? Bunu sor sen gidip kadına.
      Çocuğundan ona ne, bize ne.
      Karşımızdaki kırılmasın, kibar konuşalım diye dikkat ederiz biz.
      Bunu da riya zannetmişler basiretsizler.
      İhya'yı nasıl okuyorlar anlamak güç.

      Sil
    11. Kız ya da erkek arkadaşta, yani insanda diye düzeltelim orayı.
      Ne demek erkek arkadaş?
      Bu gaflet, zarureten görüşüyor olabilirsin, yoksa ihtilat haram.
      Karma okullarda okumuş insanlar için otomatik olarak erkek arkadaşın oluyor zaten.
      Daha ilkokulda yanına erkek arkadaş oturtuluyor.
      Sana kimse sormuyor, bir anda kendini o karma ortamda-fitnede buluyorsun.
      Âyet-i kerime ne buyuruyordu, subhanellah ne hikmetli ne hak:
      'Konuşurken dilinize dikkat edin hanımlar; "kalbinde hastalık olan" erkekler ümitlenir.'
      Vallahi bundan çok çekiyor hanım kızlar.
      Âyet konuştu, son söz.
      Sonra efendim halvet haram ama harem-selamlığa gerek yok diyen gevşek tip, sen anca kendini kandırırsın böyle.

      Sil
    12. Biz ne çektik be,
      arkasından 'dersten başka bir şey düşünmez bu' denilen kimseler olarak.
      Ergenlik dönemi için çok üzücü şeyler bunlar.
      Hiçbiri için ateşe girmeye değmezmiş.
      Hasetçiler.
      Allah korkusu olanın işleri değil bunlar.
      Lise çağında biri ders çalışacak tabi, yok başka ne yapacak. Okula insan ders dinlemeye gelir, başka neye gelecekti?
      Sizin gibi ota suya bahane bulup eşkıyalık mı taslayacak okul çıkışlarında.
      Siz üniversite mezunu olsanız ne olur.
      İnsanlarla dalga geçen, küfür ağızlı tipler.
      O 'inek' dediğin zamanların helalleşmesini, kul hakkını da ödeyeceksin sen.
      Arkasından namusu hakkında konuştuğun öğretmenin hakkından da sorulacaksın.
      Süslenmiyor diye 'çirkinsin' dediğin kız arkadaşından da helallik isteyecektin sen ey süslü kız :)
      O kız senin bu tacizin yüzünden süse meylettiyse, mesela tesettürü geciktiyse de bundan mı mesul olabilirsin.
      Şeytana çalıştın çünkü.
      O da bunu istiyordu.

      Sil
    13. Bunlar zaten hâlâ İslam olamamış kimseler, dünya hayatının aldattıkları...
      Böyle ölürlerse zaten ateşlikler.
      Yani doktor hastasına hesap soruyormuş gibi olursa boş iş olur.
      Belki bir yerden görür kendini de dönerse diye o iyi olur.
      Allah beni onların düştükleri bu cürumlara düşürmemiş, ölene dek de düşmeyeyim dense de iyi olur.

      Sil
  96. 'Tawakkul is seeing an ocean in front of you and still choosing to walk with the belief that Allah will make a way.'

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sosyal medyada o kadar çok, 'İngilizce' dînî, İslâm diyen, Türkiye dışından, hatta Kur'ân hâfızlığı hesabı gördüm ki. MaşaAllah. Elhamdulillah. Bu davet kutuplara kadar yayılacaktı zaten biiznillah, sallallâhu aleyhi ve sellem.
      Mescid-i Nebevî'de katıldığı derste aldığı notlarını paylaştığı bir hesaba denk geldim örneğin 'revert' yani sonradan İslâm'a giren bir talebenin. Bu yukarıdaki söz de o hesaptan değil ama bahsettiğim hesapların birinden alıntı.

      Sil
    2. Yani ne ararsan onu buluyorsun.

      Sil
    3. Dinimin aleyhine olacak diye susmak istiyorum lakin ne göz kirliliğidir ya hu para ile ilim öğretmek! Kur'ân öğretmek, Kur'ân! Semenen kalîle.

      Sil
    4. Bu İngilizce konuşan Müslümanların tevekkülden bahseden bu sözünü okuduğumda:
      1. Musa aleyhisselâm'ın denizin ona ikrâm olarak ortadan 2'ye yarılacağını bilmediği hâlde o an: 'Rabbim benimledir!' diyişini hatırlatıyor.
      2. Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem, sahabe radiyallâhu anhum ile konuşurken onlara îmandan-yakînden-tevhidden sorduğunda:
      'Şu an şu gördüğüm önümü, önümde görebildiğim an ve yol; budur tek bildiğim, benim gibi olan.'

      Sil
  97. ‎اُقْسِمُ بالله لَرضخُ النَّوى
    وشُرْبُ ماءِ القُلْبِ المالِحَهْ
    احسنُ بالانسانِ من حِرْصِه
    ومِنْ سُءالِ الاءوجهِ الكالِحَهْ

    ‎الإمام الشافعي رحمة الله عليه

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu alıntı t.me/s/ilimmeclisi13 kanalından.

      Sil
  98. Ulu önder tektir, o da Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'dir. Beğenmeyen cehenneme! Oh olsun.

    YanıtlaSil
  99. Anam babam sana feda olsun Ya Rasulellah!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arapça seviyem:
      Hitap ederken ismi nasb edebiliyorum.

      Sil
  100. Ben hâfızlığa başlamadan önce Nureddin Yıldız Hocaefendi'nin 'En Sevgiliden Uzanan Dallar' isimli kitabından 10 tane hadis-i şerifi Arapça'sından ezberlemiştim; bereket olsun diye. İçimden böyle geçmişti.
    Allah Teâlâ bir işe izin verdiği zaman o işe gidecek yolları da yaratır, kolaylaştırır.
    Kul ne için yaratıldıysa o yolun işleri ona kolaylaşır.
    Allah herkese dilediğini veriyor.
    'Fe haddîs!'
    (Sana verilen nimetleri söyle)
    Elhamdulillah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi de Buhârî okuyorum elhamdulillah. Henüz 1.ciltteyim, 8 aydır devam ediyorum. Videolu derslerle takip ediyorum. Ölmeden hepsini 6 cildi de baştan sona okumak nasip olsun isterim. Ya da böyle okurken ölmek. Riyâzû's Salihîn hatmi yapmıştım ilk başta. Bir hadis Riyâzus Salihîn'de geçiyor mu geçmiyor mu hatırlayabiliyorum, ona göre amel ediyorum ya da etmiyorum çünkü, sünneti oradan aldım.

      Sil
    2. Sahîh-i Buhârî dersleri için Ayasofya Cami'de yapılan Halil İbrahim Kutlay Hocaefendi'nin Buhârî derslerini tavsiye ederim. Hâlâ devam ediyor.
      Halis Aydemir Hoca'dan da karşılıklı takip ediyorum, beraber yürütüyorum.

      Sil
    3. Sonra da bütün külliyatını kütüphanemden cami kütüphanesine bağışa verdim.
      Ne bir telif eseri var şu an Nureddin Yıldız Hoca'nın kütüphanemde ne de bir ders notu.
      Çok kıymetlilerdi, başkaları da yararlanmalılardı.
      Güzel oldu bu bağış.

      Sil
    4. Vaktiyle çevreme Nureddin Yıldız Hocaefendi'nin kitaplarından hediye ederdim de sonra okumuş olmama rağmen kütüphamde olsun eseri diye aynı kitaptan tekrar alırdım kitaplığıma koyardım. Fetvameclisi.com sitesinden okurdun ben fetvalarını çok, kitaplarını çok ince ince okuyamamışımdır.
      Hele hâfızlıktan sonra, bana bir şey oldu, ben kitap hiç okumuyorum, Türkçe hiç okuyamıyorum.

      Sil
    5. Ya diğer kitapları da Kur'ân gözlüğüyle okuyacaksın ya da okunmaya değer kitap bulamamışsındır çünkü herkes yazar oldu bugün. Kitap çok, kitap yok.
      Allah'ın kitabını bulan başka kitap aramaz.
      Hele bir hâfız bugün mesela Tolstoy-dünya klasikleriyle aynı kareye giremezdi. Anca hâfız-vlogger oluyor işte o kız.
      Hâfızlığı da kalmıyor eriyor nitekim.
      'Tarikatlıyım ben evelallah!' üzerinden dinini izliyor çünkü. Kendisine reddiye yapılmış hocaları da tavsiye etmiyormuş vebal almak istemiyormuş.
      Buralarda oluyor işte 'aşağılık kompleksi', 'özentilik'. Çamaşırlarımı şöyle yıkıyorum diye video çekip youtube atıyor, hâfızım diyor. Kocası da bu videosunu alenen beğeniyor.
      Ben bunu söyledim kendisine, böyle açık açık.
      'Siz hem beni beğenmiyorsunuz hem de bana hâfızlık ezberinizi mi dinleteceksiniz? İnsanlıktan nasibinizi almamışsınız' dedi bana.
      Bir de moralini bozduğum için hakkını helal etmiyormuş.
      'Güzel taraflarınız da var komple kötü değilsiniz.' dedim.
      Bu kadınla anlaşmıştık, ona ses kaydımı atmıştım toplamda 2 dakikadan daha azdı kaydın süresi.
      Gördüğü anda hemen dinleyip de bana dönemedi.
      Bunu yapamayan biri sadece kendi mushafının olsa olsa hâfızı olabilir işte. Allah'ın kelamının hâfızı olması için 'daha çok ekmek yemesi gerekir.'
      Bu sözü de gönderdim ona.
      'Ohoo dedi ben 100 ekmek yiyeceksem sen 1000 yemelisin.'
      Bu ağzı tanırım, mahalle ağzı, kavgacı ağız.
      Çingene ağzı mı diyorlar?
      Benim adımı da hayatımı bilmiyor.
      Altta kalmamak için ayağına gelene geldiği yönde vuruyor.
      Sen 'hâfız' etiketinin ekmeğini yiyorsun.
      Ben yaptığım hatalar hâfızlığıma mal edilir diye söylemesem kimseye diye düşünüyorum.
      Sen Tolstoy'dan devam, öyle alacak İblis senden olan nûrunu da.

      Sil
    6. Okuduğu da yok ya hu. Tolstoy olsa da onu okusa yine bir şey belki.
      Beraber fotoğraf çekiliyor, herkes okuyor-havalı duruyor diye herhalde.
      Reddiye almış hocayı ehli sünnet olmasına rağmen tavsiye etmiyormuş, ağır cahil.
      Sen bi' reddiye yapan 'hocanı' tanısana, onu neden tavsiye ediyorsun?
      Bunu yapsa tarikatından olur ablası. Ee bu kadının gururu, kibri maşaAllah(!) pek yerinde, bana karşı hiç kendinde arayamadı eksiğini, tarikata ne ihtiyacı var? Tek başına bu iradeyle çok dindarca yaşayabilir.
      Demek ki: taklit ediyor dini henüz, ihlas yok. Kendi kimliğini aşamıyor henüz dine hizmeti.
      Ama 'bu caiz olmaz' diyerek ilk konuştuğumuzda benden ezber dinlemeye karşılık para almayacağını söylemişti.
      Allah iyi etsin.
      Benim kul hakkım saklıdır ama.

      Sil
    7. Hani dedik ki 'evet ben bu kadınla arkadaşlık yapmak istemem' ama uzaktan, sadece Kur'ân olsun aramızdaki bağ öyle bir ilişkimiz olsun...
      Olmuyor işte.
      Samimiysen yapamazsın.
      Gördüğün kusuruna göz yumup da 'hadi ezber dinleteyim' diyemezsin.
      Demedim de nitekim.
      Kur'ân'a da bundan vermiştin çünkü sen kendini. 'Dünyayı pause'a alalım da, ben bir hâfız olayım', yok bu.
      Yolda oluyor her şey.
      Kur'ân da böyle inmişti ya zaten Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e.

      Sil
    8. O hâfızın boyası akmış.
      Özelden başbaşa yazışmada böyle olabiliyor. Yüz yüze olsanız bu dediklerini pek diyemezdi.

      Sil
    9. Hâfız olduğunu söylediğinde, hâfız değil müslüman olduğunu söylediğinde de, yapacağın her şey dinine mal edilecek, dikkatli ol.
      Örneksin çünkü.

      Sil
    10. Mesela dedi ki:
      'Siz hâfız olacağınıza bu halinizi düzeltin önce.'
      Ben ona demedim ama bilerek bu lafı çıkarmadım.
      Hâfızlığını malzeme etmedim, bunun nereden akan su olduğunu kalbim anladı-anlıyor çünkü.
      O dedi.
      Zaten bunu diyebildiği için o konuştuğumuz hataları da yapıyor.
      Bunu desem hâfızlıktan-dindarlıktan soğuyacağım.
      Bu kadın üzerinden izlemeyeceksin o an farkedip Kur'ân'ı.
      İnsan talebeye bunu der mi ya?
      Bundan hoca olmazmış zaten.
      Sen tarikat ehli, ilim ehli olsan, tasavvuf ehli olsan bu -hemen herkesin ilk akılda söyleyeceği- sözü etmezdin.
      Müşrikler için bile ne denmişti:
      'Çağırın Allah'ın kelamını dinlesinler, sonra yerlerine dönsünler.'
      Yani beni kötü bulduysan velev ki öyle buldun, bilakis de ki:
      'Siz mutlaka hâfızlık yapmalısın, her şeyden önce hâfızlık yapın.' Şifâya ihtiyacım varsa şifâyı Kur'ân görecekti yani.
      İhlas da tam burada onunla olurdu.
      Onun gerçekten daha çok fırın ekmek yemesi gerekiyor.
      Yaşadığım hayal kırıklıklarından biridir.
      Yazıklar olsun sana tekrar.
      İstediği takipçi kitlesine ulaşamadığı için youtube kanalını silecekmiş.
      Nerede öğretiyorlar bunları tarikatta mı?
      Tarikatlara mal edelim şimdi bu kadının kusurunu.
      Tarikatlarda evet çok kusur var da
      biz elhamdulillah İslam'ı bulmuşuz.
      Onda kusursuzdur, din kemâle ermiştir.
      Mürşid-i kemal tiyatrosunun oyuncuları sizi.
      Sen "mürşid-i kemal" sözünden şüphelensene, onu düzeltme yoluna gitsene. Tarikatı din edinenler bunlar işte.
      Kemal demeyelim diyenin neredeysr imanından şüphe ediyorlar.
      Âyet gibi bir şey olmuş bu deyim demek ki.
      O senin dinine, âhiretine değil sen ona hizmet ediyorsun tarikatına.
      Hakikaten böyle garip ve uyduruk işleri varmış.
      Böyle ciddi olduklarını bilmezdim ben.
      Gerçekten başka bir dünyaya inanman gerekiyormuş tarikatlı olmak için.
      Çok üzücü.
      Çok kırıcı.
      Bir gün bir kağıtla geldi annem.
      Eline tutuşturmuş komşusu.
      Kağıdın üzerinde bir adamın fotoğrafı vardı. 'Bu dünyada rabıtası bizimle olan, âhirette de bizimledir.'
      yazıyordu.
      Bu kalmış aklımda.
      Ben bunda büyü müyü cin min bir şey vardır deyip :D yırttım attım kağıdı bulduğumda, anneme at demiştim ilk getirdiğinde de annem saklamış hem de benim odama.
      Tam o dönem 'tasavvuf sohbeti' ilanı yapılmıştı benim mahallede.
      Nedense Atatürkçü teyzeler pek meraklı oluyor bu tasavvufa, Celaleddin Rumi'ye.
      Koşa koşa gitmişler.
      Bir adam el uzatıyormuş, tevbe alıyormuşsun elin adamının eline dokunarak.
      Amca da bu yoldan yürüyeyim demiş zaar, bunu şimdi bunun profesyonelleri ip uzatarak yapıyorlar, bize düşen amca geri kalmış demek ki.
      Yani ben hâlâ hatırladıkça inanamıyorum gerçek olduğuna, rüya gibi geliyor, o 'tasavvuf' toplantısında dağıtılan Kur'ân mealini getirmişti annem bana. Fatiha Sùresi'nin tercümesine herif 'mürşidinizi bulması için dua edin' diye bir şeyi Fatiha'nın tercümesine eklemiş.
      Bu çok acemi yalnız, çok acemi. Âleni olarak göze soka soka yapmış.
      Çöpe at dedim anne bunu.
      Bana bir gün bir eş adayı göstermek istediler.
      Çok dindarmış dediler, evlerinde yüksek koltuk yok bile hepsi sedir gibi alçak. Buna dikkat etmişler.
      Meşhur tasavvuf musîkisi erbabları çıktı ailesi.
      Yani dindar denilen böyle dindar.
      Dedim bende müzik-çalgı yok, sesini duyunca kulağımı kapatıyorum ben sahabe de böyle yaparmış. Radiyallahu anhum cemîan.
      'Dinen küfv yok aramızda, cevabım hayır.'
      Zaten evlilik arayışım da yok.
      Kılıfa uydurmaya çalışmıyorum.
      Evlilik arayışın olsa da dinine mi ihanet edeceksin, göre göre hem de görmemiş gibi.
      Aracı da dedi ki:
      Yok dinen demeyelim de takva olarak diyelim.
      Madem takva oluyor müzik dinlememek, takvasız olanı dindar diye ne pazarlıyorsun?
      Burada ortak dil Türkçe, ortak bazı kelimeler var.
      Fakat o kelimeyi herkes yerinde, gerçek anlamıyla, hikmet ile kullanamadığı için böyle anlaşmazlık gibi şeyler yaşanıyor.

      Sil
    11. Bizim mahalle Chp yönetiminde zaten.
      Bu tasavvufçulara biraz şeriat anlattırsak da chp'ye de bunlar şeriatçı diye ihbar etsek de bu toplantılarına izin alamasalar mesela.
      Yok, iyi para alırlarsa cehape bir gün şeriatçı olur belki.
      Bu dil seviyesine düşmeyelim biz Elif, lütfen.

      Sil
    12. Tasavvufçulara biraz şeriat anlattırsak ya kısmında dur işte.
      Ne güzel anlatsınlar anlatmaları gerekeni.
      Gerisine bakma sen.
      Chp'ymiş, ihbarmış, paraymış.
      Şeriatımı anlatsınlar.

      Sil
    13. Eden kendine eder.
      Şeriat diyenden bana ne fayda olacak?
      Dinimin ona ihtiyacı mı var?
      Adamsız mı kalacak dinim?
      Güneş'e dönmemiş o yüzünü diye, Güneş ona küsecek mi? 'Artık çalışmıyorum!' mu diyecek?
      Vaktini bekliyor, kendi yörüngesinde çalışıyor o.
      Herkes de kendi yörüngesinde.
      Ay da geçemez, Güneş de geçemez o yörüngeden.
      Kıyamet kopacak geçtiğinde.
      O koskoca Güneş'in Rabbi'dir benim Rabbim işte.
      Sen her an gözle göremesen de bilirsin ki o Güneş oradadır.
      Îmanı bulmak, Güneş'i görmek gibi.
      O'nu yaradana secde edin, Güneş'e değil.

      Sil
    14. 'Dünyada râbıtası bizimle olan, âhirette de bizimle beraberdir.'
      Bu doğru yalnız :D
      Rabbinin huzurunda beraber durmak istemediğinde dünyada da beraber durma diyoruz mesela.
      De sen bunu bana yapıyorsun, Müslüman'a yapıyorsun.
      1. Başka bir dine mi çağırıyorsun?
      2. Kendinin benden daha iyi Müslümanlık yaşadığını mı iddia ediyorsun?
      3. Nasıl bir cesaret ki bu sende ki kendin üzerinden bir dini yola davet ediyorsun? Nasıl bir delilin olabilir buna? Nasıl bir akıllılık olabilir bu?

      Yok te'vil falan edemiyorum, başka bir şey diyorsun işte sen.
      Dünyada namaz kılan, Allah'tan korkan bizimledir âhirette yazmamışsın.
      Kendi fotoğrafını koymuşsun, beni düşün bak diyorsun, râbıta bu demek.
      Be hey ben seni neden düşüneyim, elin adamısın.
      Senin kerametin sana.
      Bana neyi ispat etmeye çalışıyorsun?
      Bende ne var sen biliyor musun?
      Unuttun mu yoksa?
      Yürü git.
      Peygamberim var, dinim var, âhirette benimle yanyanadır buyuran benim mürşidimdir, peygamberimdir. Sallallahu aleyhi ve sellem.
      Sen kimsin?
      Senin bu sözün nerede kalmış oldu şimdi?
      Yaa..işte.
      Oyun oluyor bu işler işte.
      Ayıp.
      Hiç hoş değil.
      Müslümansan kendine saygın olsun.
      Değilsen, başka bir isimle yap bunu; İslam üzerinden yapma.
      Misyonerler gibi misin diyeyim sana ben şimdi, yapmayın böyle çocuklar.

      Sil
    15. Dinine çağırsana, râbıta müşterisi arıyorsun sen. Fırsatını iyi kullanamamış oldun. İlim meclisine davet et mesela o da olurdu. Çok üzücü, bu işe kanıp da bunu mübarek ve hak bir iş diye yapanlar için.
      Aşk olsun.
      Sen baştan iptal ettin muhatabının, din kardeşinin iradesini zaten.
      Râbıta işin detayı da bu daha çok 'yeni bir cemaat, yeni bir güruh' daveti gibi oluyor.
      Bize katılmak ister misiniz?
      Hocamız bu fotoğraftaki.
      Ama sen ne yapıyorsun?
      Kendin üzerinden keramet hikayeleridir, menkıbelerdir, rüyalardır, tevafuklardır...bir şeyleri anlatarak 'mübarek', 'referanslı', 'onaylanmış' olduğunu söylüyorsun sen.
      Buna karşıyız biz de.
      Bu yalan çünkü.
      İnsanlar kaç sene ne ameller yapıyorlar da kabul edildiğini düşün bir de diye umud besliyorlar.
      Sen bu hâlde neden değilsin?
      Senin hocan bu hâldedir de, sana 'bağlanacak' talebeler bu hâle seninle yükselecektir diyorsun.
      Bunu İslam dedi İslam.
      :)
      İslam zaten buna çağırıyor.
      Korsan mısın sen?
      Benim peygamberim dahi senin bu dediğini demedi.
      Sallallahu aleyhi ve sellem.
      Mağarada Ebubekir radiyallahu anha söylemiş râbıtayı, orada varmış gibi bir yalanı söylüyor bana hanımlar, böyle inandırmışsınız onları.
      Böyle olsa da onlar râbıtayı peygamberime yapmışlar bak, sen de ona yaptırsan keşke bari, kendine neden yaptırıyorsun. Uydurmuşsun işte.

      Sil
    16. Fıkhın iyi olsaydı fotoğrafı hiç sokmazdın işin içine zaten.

      Sil
    17. Tasavvufta caizmiş demek ki.
      Tasavvuf bir dindir.
      İslam değildir.

      Sil
    18. 'Siz kimsiniz ki bana bunu söyleyebiliyorsunuz? Siz benim arkadaşım değilsiniz, misafirim vardı dinleyemedim. Hem size ne?'
      'Ben sizi yargılamadan düz söyledim, bu kadarcık bir ses kaydını dinleyemiyorsanız demek ki gerçekten vaktiniz yok sizin, biz ayrılalım devam etmeyelim.' demiştim.
      'Ezber veremediniz hâfızlığınız zorlaştı o yüzden böyle yapıyorsunuz değil mi.' dedi bir de.
      Bu son söylediği bana tamamen zıt ve benim yürüdüğüm yola da zıt pis bir bakış açısı.
      Bu kişi bu ahlakla asla cennete giremez.
      Hâfızlık demek ki diyorum bugün, kalp hastalarında da mümkün olabiliyor.
      Çok düşük bir seviyede çünkü o kadın.
      Zavallı hâfızlık, Kur'ân, nasıl şikayetçi ondan Allah bilir.
      Bir de engelledi beni. Piş an olup özür dilemek ya da ara bulmaya çalışması da olmadı. Arkamdan da sosyal medya kitlesine duyurup konuşmuştur. İyi ki adım soyadım anonimdi, sonra al başına belayı, bunlar işsizler, bunu iş bellerler düşmezler yakandan.
      Allah kurtarmış.
      Yakında büyük ihtimalle tesettürünü de bırakır bu kadın.
      Hâfızlığı da erir.
      Ama hâfızım diye dolanır ortada.
      Bu yaşta bu tavrı sergilemesi, bir anlık kızgınlıkla da olmaz bu ya...
      O kalp öyle çalışır durumdaymış ki bana da akıttı suyundan denk geldiğinde işte.
      Allah şerrinizden korusun çarşaflı-hâfız numaracılar.
      Bir arkadaşıma da bir gün böyle biri hakkında paylaşımda bulunuyordum, ayağama basılmış ve ben derdimi döküyordum kız arkadaşıma. Bana demişti ki: 'Biz de seni çekiyoruz ne yapalım yani?' Ben de insan ve dost sanmışım beni dinliyor herhalde güzel bir çift söz edecek. Brlli ki dinlemek istememiş beni, başından atacak da laf olarak bunu dedi. O yüzden bugün arkadaşım da değil zaten.
      'O mübarek birisi, mübarek birisi' diye de kinaye yapıyordu benimle ilgili.
      Yani insan eşyanın gerçeğini görmeye başlayınca hem güzel hem de ürpertici oluyor. Aslında İbn Teymiyye rahimehullah'ın kitabında dediği gibi: 'İnsanda hiçbir şey gizli kalamaz. Ya yüzünden, ya sözünden açığa vurur onu.'

      Sil
    19. Neyini çekmişler senin ya?
      Diş ipi kullanmayı bilmiyormuşsun da ağzın kokuyormuş konuşurken anca bunu çekmişlerdir.
      Onlar öyle kimseler ki yanlarında zaten konuşturacaklar seni, fikrine saygı duyup seni dinleyecekler; değillerdi ki zaten.
      'Sen bizle görüşürken eski günahlarını hatırlıyorsundur ondan artık görüşmek istemiyorsun pek herhalde' diyen biri bu.
      Yazıklar olsun.
      Bunu bana samimi olarak yanına çekip söyle ve sor bari.
      Yok.
      İblis diyor ki ona:
      'Bu sizinle aynı okula gitmeseydiniz görüşmezdi zaten, sizi kendisine lâyık görmüyor.'
      Ben de keşke daha çok görüşsek diyorum oysa, daha samimi olsak.
      Arkadaşlıktan da nasip gerek.
      'E ben de sizi idare ediyordum.' dedim cevap olarak.
      Bunu kabul edemedi, öhöm öhöm etti.
      Samimiyet yok.
      Bu da aslında dediğim gibi çok açık.
      İnsan inanamıyor.
      Hayat anlıktır, kapılarda beklemeyeceksin.
      Dostluk yapmaya değil kulluk yapmaya geldik.
      Bak önüne.
      Ölülerler konuşma.
      Ölülere işittiremezsin.
      Eski günahları dedikleri ne ola ki? Başkalarının günahlarını da bana yıkmışlar zaar.
      Haa bunlar onlar işte, tesettürsüz fotoğraflarını göstereceğim bilgisayarımdan erkeklere diyen bir kız da bunun arkadaşıydı.
      Bir de iyi dindar zannediyorlar kendilerini maalesef.
      Bana hoca ismi soruyordu yakın zamanda.
      İsim vermiyorum dedim önce.
      Sonra Nureddin Yıldız Hoca dedim.
      Bana cevap olarak garip garip şeyler söyledi.
      'Ben tek değil bir sürü kişinin dinlenebileceğine inanıyorum. Benim fikrim bu.'
      İyi de bu sözün yeri burası mıydı şimdi?
      Niye dinlemiyorsun Nureddin Yıldız Hoca'yı sen? Dinlemiyorsun bir sebeple ki bana bu cevabı verdin.
      Bana bunu niye söylüyorsun?
      Ben sana sadece onu dinle başkası haram! demedim.
      Ben tahmin ederim neden dinlenmediğini.
      Bu kız çevresiyle yürüyor, çevresi de sosyetik dindarlar.
      Hoca seçerken aklını kullanırsın dedi; hayır dedim ilmi kullanırsın.
      Sen kendin hoca ol, kendin yola düş dedim.
      Bu sözüm de pek kabul görmedi tarafından.
      Beni de ilgilendirmiyor gerisi zaten, ister alır ister almaz.
      Her şeyi çok biliyor zaten malum.

      Sil
    20. Çinko içeren diş macunlarını tavsiye ederim ağız içi kaynaklı kokular için.
      Helal sertifikalı ve çinkolu.
      Bilhassa üst ve alt arka azı dişleri de dikkatle üzerine üzerine fırçalayalım.
      Dili temizleyelim, diş ipi de kullanalım.
      Önceki adımları yapınca diş ipine de gerek kalmadan koku gidiyor.
      Mesela diş ipi kullandıktan sonra koklanırsa kötü koku gelmiyor, test edebilirsiniz böyle.
      Bir adam da bir kıza onun evlilik teklifini evlilik niyetli görüşmelerinden sonra kabul etmeyince ayrılırlarken demiş ki: 'Senin bazen ağzın kokuyordu onu bile çektim ben be.'
      Oysa adam kıza yaklaşsa kız ona tokat atıyormuş.
      Acaba akli ya da nazal bozukluğu mu varmış adamın?
      Konuşma mesafesinden anlaşılabilen kokudan bahsediyordur, hemen hakarete yönelmeyelim.

      Sil
    21. Bence kız çok güzelmiş, adam kendini kızın yanına yakıştıramamış çok kiloluymuş da ondan kompleksle kusurunu arayıp durmuş kızın.
      İnşaAllah kızının, karısının, kendisinin de kokar ağzı :D
      Sabah kalkıldığında ağzı kötü kokmayan insan zaten yok dünyada.

      Sil
    22. O kız ama bu adamın başkasıyla evlilik haberini duyduğunda ne demiş biliyor musunuz hiç tefekkür etmeden:
      'İyi bari zinâdan kurtulmuş.'
      Yaa işte öyle bir kalbi varmış.
      Oruçlunun ağız kokusu Allah katında miskten daha kıymetlidir.
      Bu arada evliyken de maalesef zinâya düşülebiliyor.
      Şeriâtımıza göre had cezası da daha büyük; ölüm.
      Hâlâ kızlarla arkadaş adıyla ya da sosyal medya arkadaşlığı olarak konuşuyorsa-yazışıyorsa da zinâya yaklaşmayın sözünü unutuyor bu deriz.
      Hastalık gibi demek ki, başka kızlarla da illa ki arkadaşlık yapıyor, evlense de.

      Sil
  101. * 'Fe haddis!'
    Peltek se ile, i'de uzatma yok.

    YanıtlaSil
  102. مَنْ سَلَكَ طَرِيقًا يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْمًا سَهَّلَ اللَّهُ لَهُ طَرِيقًا إِلَى الْجَنَّةِ

    “Her kim ilim tahsil edeceği bir yola girerse, Allah, cennete giden yolu onun için kolaylaştırır.” (Tirmizî, İlm, 2)

    YanıtlaSil
  103. Burada paylaşılan tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi vardır. Tamamen hayal ürünü değildir.
    Mü'miniz, korkup yalan mı söyleyecektik?

    YanıtlaSil
  104. Bunu dizilere, filmlere yazıyorlar da 'bizden mi bahsediyorsun, şahsımıza yönelik oynuyorsunuz, olmaz!' şeklinde şikayetlere kalkan olarak. Böyle değil, 'ilgisi yoktur', 'hayal ürünüdür' şekliyle.
    Ya da buna benzer: 'Yaşanmış hikâyeden uyarlanmıştır.' yazıyorlar film-dizi başlarken.
    Nihayetinde her zaman tek gerçek olan orada gördüklerindir.
    Sana sözde başkasını anlatıyor o dizi ama aslında melekler hâşâ mola veriyor değiller o çekimler esnasında.
    Bir diziyi izleyen muhafazakar anne-kız konuşuyor:
    -Annee, adam kadını banyoda yıkadı.
    +Olsun kızım, ne var kocası o onun.
    Ohooo...devreler iptal olmuş bak burada.
    Sanki başka bir 'özgür', 'hesaptan âri bir âlem' orası: 'sinema-oyuculuk-sanat'
    Biz rüyamızda bile olsun istemeyiz mesela haram.
    Evet bu kadın bu cevabı gaflet ile verdi, cahillikle öyle gözüküyor, dinen caizdir diye demedi bu dediğini.
    Sosyal medya ve sanal âlem de bunu yapıyor zihine.
    Mesela yüzünü görmeden konuşuyorsun orada biriyle, sonra görüştüğünde 'ruberu' (bu kelime de Farsça'da yüz yüze demekmiş) bayağ bir rüyadan uyanmış gibi oluyorsun.
    Bağlıyor kendine, iradeni müzik gibi iptal edebiliyor izlediğin şeyler, başkasının hayatları.
    Hele o diziler, kendi hayatını onlarla paylaşmış oluyorsun ya, orası senden daha etkili ama, alıyor seni içine, sinemanın olayı bu zaten.
    Yüksek sesli müzikler, dev ekran, hipnoz gibi. Sonra yanında oturan adam ışıklar açıldığında -'Ben seni dudağından öptüm film izlerken.'
    derse mesela o an -gerçekten öpmüşse de adam doğru söylemişse- anlıyorsun, adama tokat atıyorsun.
    Sinema salonları da güvenli değil, yanında kim oturuyor bakacaksın.
    Vakit kaybı bence.
    Oraya gişeye sokulan filmden hayır gelmez, hayır gelse yapımcısı riske girip onu gişeye sokmaz.
    'Film okumaları' yapıyor vaizeler, baş örtülü kadın yönetmenlerle.
    Bilmiyorum ne kadar ve nasıl verimli şeyler çıkıyor.
    Çok mu lazım mesela o filmlerin okumasının yapılması.
    Neyse.
    Yaşlı kadını filme götürüyorlar, yaşlılara zulmedilen bir bakım evinin konu edildiği, kadın kalp krizi geçiriyor sinemada.
    Mesela Danimarkalı Gelin diye bir film var.
    Şule Yüksel Şenel'in kız kardeşi yazmış meğersem senaryosunu.
    Ama ben o filmi izlerken, tesettüre girmeden izlemiştim, kız tesettüre girip iş yerine gidiyordu-işte aynı ben-, bir de inandırıcı oynuyorlar tabi işleri bu.
    Orada söylenilen sözleri o oyuncu kadın gerçekten inanarak söylüyor sanıyorum.
    Herkes böyle sanmıyor mu?
    O yüzden kötü rollerdeki oyunculara sokakta görülünce şiddet saldırıları yapılıyor 'rezil herif' diye, iyi rollerdekiler seviliyor.
    Yani buradaki ayrım yapılamıyor.
    Çünkü duygular devreye giriyor, akıl o tarafa çekiliyor.
    'Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söyleyenlerdir.'

    YanıtlaSil
  105. Aslında doğrusu da bu.
    'Kimse yoktur ki bir söz söylesin ama yanında onu yazmaya hazır bir melek bulunmasın.'
    Şimdi hâşâ ya bu sözler yani benim Kur'ân'ımın anlattıkları doğru.
    Ya da?
    Ayrı bir parantez mi var, 'oyunculuk olunca sayılmaz' diye?
    Hâşâ yok, yok.
    O yüzden biz fıkıha konu ederiz bu alanı, 'sinemada karı-koca olmak, nikah kıymak gerçek nikahtır.' deriz.
    Her alan fıkha konu olur zaten, insanın beşikten mezara tüm hayatında ne varsa ona fıkıh ile bakılır.
    Nikahın da talağın da şakası da ciddisi de ciddidir, gerçektir.

    YanıtlaSil
  106. İnsanın tek ve biricik dünya ömrünü, sermayesini izlediği dizilerle-filmlerle okuması israfın en acı hâlidir.
    Belki de başka israf kalmayacak bu israf ile beraber zaten.
    Bu gözlüğün yerini Kur'ân-vahiy-son peygamberle beraber gelen alacaktı çünkü.
    Bu ne kadar yapılamadıysa-olmadıysa da insan o kadar dert yanar dünyadan, o kadar depresif hisseder, dünyaya bağlanır, ilerisini, gerçek ve sonsuz âhiret hayatını düşünemez.
    İslam bundan huzurdur deriz.
    Kendi hayatını film zannedersen, zannedeceksen oraya Kur'ân kıssalarını koysak?
    Orada dur.
    Onlar âyettir.
    Onları yerlerinden hiç kaldırmayacaksın.
    Ben okuma özrü/görme engeli olmayan için mesela bu merkezli sinemaya-oyunlara-gösterilere de karşıyım.
    Bir dönem 'sırlı' diziler furyası vardı. 'Sırlar Dünyası, 'Sır Kapısı'. 'Sırlar Diyarı' var mıydı? 'Tavuk Dünyası', 'Tavuk Meclisi' bu sonuncusu var mıydı?
    Kahveden de var evet, kahve diyarı, kahve dünyası, kahve kahve kahve.
    Bu kahveye de 'yeni şarap' diyorlarmış bugün gavurlar.
    Hani aklınızda olsun, muhalefet edeyim isterseniz, 'kahvesiz yapamıyorum yaa' havasından vazgeçebilirseniz tabi.
    Şarap farklı çeşitlerde, deneniyor falan ya herkesin bir zevki oluyor.
    Çok güzel her iradeye saygı ama yaradanın iradesine??
    O kilisede kaldı Elif...
    Bizde de camide kalsın, evinde kalsın, kalacak kalacak, kaldığı zaman dünya da kalmayacak zaten.
    Bir cübbeli konuşmacı da öyle demişti: 'Sabah kahvemi içmeden ayılamıyorum hakikaten ya.'
    Sonra da gitmiş hangi kendi tarikatının kitabından bulmuşsa, kütübü sitteye bakacak hali yok hoş koskoca silsilesi varken. Yok yok bakıyor o kadar da değil de, şerh ederken kendince şerh ediyor, sen mesela Buhârî diyor bu adam da diyorsun, sonra diyor ki: 'Evliyadan yardım istemeye delil var bu hadiste diyor.' Agsbdjsbftf... Buna 'random' deniyor sanal alemde 'agabdjsbftf' buna. Bakarak tekrar yazdım, bir harf kaçırmışım.
    Gülüyor yani.
    Bu caiz mi? Random gülmek, 'random attı bana' diyorlar gençler, ben gençliğe veda ederken.
    Cevap:
    Selamünaleyküm için S.a. bile caiz değil efendim, atma random falan. Sen büyü biraz bakma o genç arkadaşlarına.
    Caiz değil, çünkü şifre gibi bu, bir manası yok. Ya hayır konuş ya da sus.
    'Şu kişi de zaten demiş kahve içenin ağzında mı olur nûrlar, melekler, âlimin kahvesi mübarek mi olur.' Vallahi tam hatırlamıyorum, almamışım kabıma, hafızama. O arada ben bunu gördüğüm yere ikaz mesajı yazmaya yelteniyordum çünkü.
    Vardı öyle işlerim.
    Artık Allah'a saldık.
    Mahkeme falan açarlar, bunlarda avukat var bizde o da yok.
    Kendimize zulmettirmeyelim.
    Daha kolay ve sonuç verecek işlerimizle devam ederiz.
    'Kahveyi de mübarek ilan etti, pes.' demiştim özetle.
    Gerçekten çok önemli izledikleri şeyler çocukların, gençlerin.
    Çünkü akıl sen kendin seçmezsen gördüğünü-duyduğunu "örnek" olarak seçiyor, alıyor kendine.
    Bu otomatik işleyen fıtri bir süreç.
    Sen de Kur'ân ile bağını oluşturabilirsen, dönüp dönüp hep oraya aynı yere bakarsın.
    Anlarsın ne olup bittiğini.
    Bunu aslında herkes bir yer üzerinden yapıyor ister istemez.
    Din de bu demek.
    Bâtıl olanları ve hak olan bir din.
    Nereye bakıyorsun?
    Kime inanacağını biliyor musun?
    Biliyorsun peki kimdir inandığın?
    Bunu ayıran şey 'güvendir'
    Onu da Allah, âlemlerin Rabbi kulun kalbine koyar.
    Sadece hak din sana bu güveni verir.
    Tencere-kapak gibi olduğunuzda anlarsın.
    'Allah onların kalplerine îmanı yazmıştır.'
    Bâtıl dinlerin hiçbiri bu duyguyy veremez.
    Turnusol kağıdı budur.
    Ya yalan söylüyordur, ya da başka şeydir aslında bulduğu...bâtıl dinde bugün 'güvende ve mutluyum' diyen bir insan ya da cin.
    'Siz henüz îman etmediniz, kalplerinize îman henüz girmedi ama müslüman olduk diyiniz.'
    Müslüman olunca da hemen girmiyor o kalbe îman.
    Neden?
    İçerisi dolu başka şeyle çünkü.
    Ya da boş ve doldurulması gerekiyor.
    Kur'ân ile dolacak, hikmet ile dolacak boş ise.
    Dolu ise önce onlara güle güle denecek.
    Dünyanın farkında mısın?
    'Dünya hayatı oyun ve oyalanmadır. Geçici bir metadır.' Mesela bu söze 'ah zaten biliyorum duymuştum' böyle yaklaşıyorsun.
    Bunu ne zaman terkedersen yakaladın ipi!
    Her gördüğünde ilk defa görüyor-duyuyor gibi bakmalısın.

    YanıtlaSil
  107. Abdullah bin Mes'ûd'un küçük bir kız çocuğu vardı. Onu bağrına basar, öper ve 'Ey babasını ateşten koruyacak olan örtüm, merhaba' derdi.

    YanıtlaSil
  108. Çiçek açmış kalbinde senin Elif.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kendime not. Üstteki yazıların da neredeyse hepsi bana ait.

      Sil
    2. İnsan önce kendisini takdir edebilmeli deriz nitekim.

      Sil
    3. Allah, Elif ile uğraşan İblis lanetullah aleyhin açtığı sahalarda onun safında yer alanlara da lanet etsin. Kazanan ben olacağım.
      O evde otura otura değil siz sokaklarda geze geze böyle oldunuz şeytanın tohumları.

      Sil
  109. Ulan kız hâfız olacağım diyor kıza hâlâ koca diyorlar.
    Allah cezanızı versin.
    Kaç senesini yediniz.
    Aman hiç hâfızlıktan bahsetmeyin aman ölürsünüz hiç o konudan bahsetmeyin.
    'Mesele o hiç değil, mesele psikolojik.' Sana ne psikolojisinden sen işini yapsana.
    Gözünüze girsin psikoloji de doktor da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koca da gözünüze girsin.

      Sil
    2. Allah'ın sana nimet diye takdir ettiğini kimse değiştiremez.

      Sil
  110. Ben oyumu o müşrik patriklerle yan yana dursun imamımız diye vermedim!
    'Diyalog' bir dindir ve bâtıldır.
    Asla aynı masada oturamayız.
    Herkes yerini bilecek.
    Buğz ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah hepsine hidayet etsin.
      Hepsi bu ümmetin çocukları aslında.

      Sil
    2. Ne yapalım yani?
      Mü'minin önünü kesmesin.
      Kendi evinde ne yapıyorsa yapsın.

      Sil
  111. Anamın da babamın da ölüm haberlerini alırsam 2'şer gün şükür orucu tutacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Firavun ölünce de Âşûra Orucu tutulmuştu.
      Ne gökler ne de yer ağlamadı.

      Sil
    2. Aaa ne biçim sözler bir de dindarım diyor, çarşaflı falan şuna bak.
      O dürüst, sen arkasından konuşuyorsun milletin, münafıklık yapıyorsun, senin gibi değil. Sen ne anlarsın dinden, sana giymiyoruz çarşafı, senden referans da istemedik dindarlığımıza. Dindarlığımızı da kıskanmış şeytanın adamı.

      Sil
    3. Ben niye intihar edeceğim, masumu öldüreceğim, onlar beni öldürsün velev şehit olurum iyi ya.

      Sil
    4. Hem onlar için de iyi olur :D Günahlarını arttırmamış olurlar daha da geçmeden ölürlerse

      Sil
    5. Ben biraz daha yaşayıp daha çok yaklaşmak isterim Rabbime, hazır yola girmişken

      Sil
    6. Sen anamdın babamdın bana yardımın olacaktı. Ben seni idare ediyorum, ben sana analık babalık yapıyorum.
      Ana babaya yaşlılığında öff bile demeyeceksin, onun çocuksu halleri için bu söz. Altını pisletir ağlar falan sen ona bakıcılık yaparken.
      Yoksa anasıyla babasıyla harb eden sahabe biliyoruz biz. Keyifden değil, onlar çıkmış karşı cephede önlerine. Sizin ailenizden size düşman olanlar vardır, sakınırsanız, sabrederseniz âyetine iman ediyoruz.
      Ye'cüc ve Me'cüc gibi sözden anlamayan bir annen varsa, onunla arana set de öremiyorsan. Her saldırısında püskürt. Spor gibi. Elinde değnekle yürü.

      Sil